Header Ads

Kim 'Ben alimim.' derse o cahildir

Kim 'Ben alimim.' derse o cahildir
Kim ben alimim derse o cahildir


İlim, Allâhü Teâlâ’nın kulunun kalbine verdiği bir nurdur. Mü’min o nur ile bilir. Hadîs-i şerîfte: “Mü’min Allâh’ın nûru ile bakar” buyurulduğu üzere o nurla nefsini câhil, kâsır, âciz, günahkâr, hakîr görür, kendinde ilim görmez. Nitekim âyet-i kerîmede “Allah bilir, siz bilmezsiniz.” buyuruldu.

İlimden birkaç bahis bilen kimsenin kibirlenmesi sırf cehâlettir. Kul için kibirlenmek haramdır. Muhakkak azamet ve kibriyâ sadece Allâhü Teâlâ’ya yaraşır, ona mahsustur. Onun sıfatlarından biri de “el-Kebîr” mübârek ismidir. Âyet-i celîle ve hadîs-i şerîflerde övülmüş olan ilim, Allâh korkusuna götüren ilimdir. Nitekim âyet-i celîlede: “Allah korkusunu kulları içinden ancak âlimler duyar” buyuruldu.

Âlim ilmi sebebiyle tevâzu eder, Allâh’dan hayâ ettiğinden kimseye kibirlenmez, Cenâb-ı Hakk’ın azabından emîn olmaz. Bilir ki Allâhü Teâlâ verdiği nimeti alabilir. Nitekim âyet-i celîlede “Allâh’ın azabından ancak ziyana uğrayan bir zümreden başkası emin olmaz” buyuruldu.

Peygamberler aleyhisselam hazretleri insanların en âlimi olduklarından Allâh’dan en çok onlar korktular ve onlarda asla kibir ve ucub; kendini beğenmek olmadı. İnsana hiç kimseye kibirlenmemek yaraşır.

İnsan, cahil bir kimseyi görünce ‘Onun bir mazereti var, benim mazeretim yok,’ demeli, kendisinden yaşlı bir kimse görünce ‘Bu benden çok ibâdet etmiştir’ demeli, yaşça küçük birini görünce ‘Benim Allâh’a isyanım bundan fazladır.’ yaş ve ilimce kendine dengini görse ‘Ben hâlimi ve noksanlarımı bilirim, ama onu bilemem,’ bir kâfir görse, ‘Âkıbeti Allah bilir, belki o Müslüman olarak ölür ben onun hali üzere ölebilirim’ vahşi ve korkunç hayvanlar görse ‘Bunlara azab olmayacak, benim halim ne olur?’ demelidir.

İnsan böylece bütün gayreti ile kendisini güzel ahlak ile süslemelidir. Âkibet sadece Cenâb-ı Hakk’ın malûmu olduğundan kişinin kendi ayıplarını görmesi başkasının ayıplarını görmesine mâni olur.
Blogger tarafından desteklenmektedir.