Header Ads

Alun şu uğursuzu! Bana bahalıya oturdu. Çanakkale Savaşı

Alun şu uğursuzu! Bana bahalıya oturdu. Çanakkale Savaşı
Alun şu uğursuzu! Bana bahalıya oturdu. Çanakkale Savaşı

Çanakkale'de; Kanlısırt'taki düşmanın ileri siperlerinden birinde bir mitralyöz, fırkanın bütün cephesini taciz ediyordu. Daha bitirilememiş gizli yollardan bâzıları bu mitralyözün ateşi altında idi. Ara sıra sipere gelirken vurulanların acı haberlerini alıyorduk...

Gece toplanmış konuşuyorduk. Sohbetimiz bu uğursuz mitralyöz üstünde dönüp duruyordu:

- Ey!.. Bu mitralyöz tahrip edilemeyecek mi?

- Siperler yakındır, topçu ateş edemez.

- Bir hücum yapsak! -Kumandan müdâfaada kalmayı tercih ediyor.

- Sen ne dersin ha, Mustafa Çavuş; can sıkmaya başlamadı mı bu mitralyöz?

O, cevap vermedi; derin derin düşünüyordu; Akşehir'in Karapınar nahiyesinden Mehmed oğlu Mustafa, en babayiğidimiz idi. Bahis değişmek üzere iken Mustafa Çavuş: 'Ben bunu gidip götürürün!" dedi. "Satmıyorlarmış gâlibâ!..." diye latife ettik. Fakat o, hiç tavrını bozmadı. Kendini siperin üstüne fırlattı. İki hemşerisi arkasından koştu. Hepimiz heyecandan sararmış, tüfekleri sıkıyorduk. Şu dakika hücuma kalkmak için öyle dayanılmaz bir arzu duyuyorduk ki. Hey yâ Rabbi, eğer gidenler gelmeyecek olurlarsa!..


Devamını sadece abonelerimiz okuyabilirler. Abone iseniz devamını okumak için buraya tıklayınız. Abone olmak için buraya tıklayınız.
Blogger tarafından desteklenmektedir.