Fitne ve karışıklık zamanında ibadet
Fitne ve karışıklık zamanında ibadet |
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyurdular:
"...Hadîs-i şerîfte, küfür yeryüzünü kaplayıp hükümleri açıkça icra olunmadıkça Mehdî'nin
zuhur etmeyeceği buyrulmuştur. Bu vakit de, küfrün her tarafı kapladığı
ve kuvvetli olduğu; islâm'ın ve Müslümanların zayıf ve kuvvetsiz olduğu
vakittir.
Bu vakit, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) 'Garip Müslümanlara müjdeler olsun'
buyurduğu vakittir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
'Fitne ve
karışıklığın olduğu zamanda ibadet etmek, bana hicret etmek gibidir.'
buyurmuştur. Malumunuzdur ki, fitne ve fesadın ortalığı kapladığı bir vakitte
askerlerin az bir cesaret ve küçük hareketleri onlara çok büyük bir itibar
kazandırır.
Hâlbuki fitnenin azaldığı, ortadan kalktığı bir vakitte onun
hiçbir kıymeti yoktur. Onlar çok büyük bir harekette bulunsalar bile bir
kıymeti yoktur. Amel edilecek ve amellerin kabule şayan olacağı vakit fitnenin
(kötülüklerin) yayıldığı vakittir.
Onun için -eğer makbul olmuşlar zümresinde haşredilmek,
diriltilmek istiyorsanız Allâhü Teâlâ'nın razı olacağı şeylerde var gücünüzle
gayret göstermeli ve sünnet-i seniyyeye -alâ sâhibihe's-salâtü vesselâmü
vettehiyyetü- uymaktan başka hiçbir şeyi tercih etmemelisiniz.
Görmüyor musunuz ki, Ashab-ı Kehf, fitne zamanında bir
hicret ile yüksek derecelere ulaştılar. Siz ümmetlerin en hayırlısı olan
ümmet-i Muhammed zümresindensiniz. Binaenaleyh vaktinizi, oyun ve eğlence ile
zayi etmeyiniz, çocuklar gibi boş şeylere aldanmayınız..."
(Mektubât-ı İmâm-ı Rabbani, 2/6)