Header Ads

Ramazan ayının fazileti

Ramazan ayının fazileti
Ramazan ayının fazileti

"Ramazan" ismi lügatte; temizlik, yakmak ve keskinlik mânâlarına gelir. "Ramazan"; yaz sonunda yağıp, yer yüzünü tozdan temizleyen yağmur mânâsına da gelir. Bu yağmur yeryüzünü temizlediği gibi, Şehr-i Ramazan da, ehl-i îmânı günahlardan yıkayıp, kalplerini temizler.

Yine; kızgın yerde, yalın ayak yürürken yanmak mânâsına gelir. Bu ayda çekilen açlık, susuzluk ve ızdırap sebebiyle Cenâb-ı Hak, kulunun günahlarını yakar.

Diğer bir mânâsı da, kılıcı inceltip keskinleştirmek için, iki taş arasına koyup dövmektir. Her türlü kötülük ile bezenmiş olan nefis, bu ayda tutulan oruç ve yapılan diğer ibadetler ile terbiye edilir.

"Ramazan" isminin Cenâb-ı Hakk'ın güzel isimlerinden biri olduğu rivayeti de mevcuttur. (Elmalılı, 1-643/44) âyet-i kerimede meâlen:

"Ramazan ayı ki, insanları İrşad için hak furkânı, hidâyet delili beyyineler hâlinde, Kur'ân onda indirildi. Onun için, sizden her kim bu aya hazır olursa, onda oruç tutsun...", buyurmaktadır. (Bakara sûresi, 185)

Mûsâ (a.s.) Cenâb-ı Hak ile konuşurken sordu: 'Yâ Rabbi! Bana, seninle konuşma nimetini bahşettin. Acaba bana verdiğin bu nimetin benzerini, başka bir kuluna verdin mi?" Bunun üzerine Cenâb-ı Hak: "Yâ Mûsâ Benim öyle kullanm var ki, ben onları âhir zamanda göndereceğim. Ve onlara Ramazân-ı Şerif ayını ikram edeceğim. İşte o kullarıma, senden daha yakın olacağım. Çünkü sen, benimle, aramızda yetmiş bin perde olduğu hâlde konuşuyorsun. Ümmet-i Muhammed, oruç tuttuğu, dudakları beyazlayıp, renkleri sarardığı zaman, iftar edecekleri vakit, benimle onlar arasındaki olan bütün perdeleri kaldırırım. Yâ Mûsâ, müjdeler olsun Ramazân-ı Şerif ayında susuzluktan ciğeri yanana ve karnı acıkana."



Cenâb-ı Hak Mûsâ (a.s.)'a şöyle vahyetti: "Muhakkak ki ben, Ramazan orucunu tutanın duasını reddetmemeyi kendime vacip kıldım." (Zavü'ş-Şems, 2/146)

Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurdu: "Şayet Cenâb-ı Hak, Ümmet-i Muhammed'e azap etmeyi murad etseydi, Ramazân-ı Şerif ayını ve "İhlâs" sûresini onlara vermezdi." (Zâvü'ş-Şems, 2/146)

Peygamber Efendimiz: "Kim Ramazân-ı Şerif ayının girmesiyle sevinirse, Cenâb-ı Hakk o kimsenin cesedini Cehennem ateşine haram kılar."

"Ramazân-ı Şerif ayında bir mü'min, yatağındayken uyanıp, Allah'ı zikrederek, bir taraftan diğer tarafa dönerse, onun için bir melek: 'Ayağa kalk, Allah sana rahmet etsin,', der. Ayağa kalktığı zaman yatağı kendisi için: 'Allahım. Bu kuluna Cennette en yüce yataklardan ver.', elbisesini giydiği zaman, elbisesi: Allahım. Bu kuluna Cennet elbiselerinden ver.'; ayakkabılarını giydiği zaman ayakkabıları: 'Allahım. Bu kulunun ayaklarını Sırat üzerinde sabit eyle.': Abdest almak için, su kabını aldığı zaman, su kabı: 'Allah'ım! Bu kuluna Cennet kaplarından ver.', Abdest alırken kullandığı su: 'Ey Allah'ım! Bu kulunun, günah ve hatalarını temizle.', diye duâ eder. Eğer Allah'ın huzuruna varıp, namaz kılarsa, bu sefer Ka'be-i Muazzama: 'Allahım! Bu kulunun lahdini nurlandır ve kabrini kendisi üzerine geniş kıl.', diye duâ eder. Neticede Cenâb-ı Hak o kuluna rahmet nazarıyla nazar eder ve buyurur ki: 'Ey benim kulum! Senden duâ, benden İcabet'
(Nüzhetül-Mecâlis)
Blogger tarafından desteklenmektedir.