Tevafuklu Kur’an iddiası ve Said-i Nursi
Tevafuklu Kur’an iddiası ve Said-i Nursi |
Said-i Nursî, talebesi Hüsrev Altınbaşak’a, Kur’an-ı Kerim yazdırıyor.
Adı da Tevafuklu Kur’an. Neden buna ihtiyaç hissetti derseniz kendisi
açıklıyor: “Yeni bir Mushaf yazdırıyoruz ki; en münteşir Mushafların aynı sahife,
aynı satırlarını muhafaza etmekle beraber, san’atkârların lâkaydlığı te'siriyle
âdem-i intizama mâruz kalan yerleri tanzim edip, tevafukatın hakikî intizamı
inşâallah gösterilecektir ve gösterildi.”[1]
“İşte tertîb-i Kur'an irşâd-ı Nebevî ile
münteşir ve matbu’ Kur'anlar da, ilhâm-ı İlâhî ile olduğundan; Kur'an-ı
Hakîm’in nakşında ve o hattında, bir nevî alâmet-i i’caz işareti var. Çünki o
vaziyet, ne tesadüfün işi ve ne de fikr-i beşerin düşünüşüdür. Fakat bâzı
inhiraf var ki, o da tab'ın noksanıdır ki; tam muntazam olsaydı, kelimeler tam
birbiri üzerine düşecekti.”[2]
Said-i Nursî; hattatları lâkaytlıkla; yazdıkları Mushafları da
düzensizlikle itham etmektedir. Hâlbuki asırlarca yazılan Mushafların düzenleri
arasında neredeyse hiçbir tasarım farklılığı bulunmamaktadır.
Devamını sadece abonelerimiz okuyabilirler. Abone iseniz devamını okumak için buraya tıklayınız. Abone olmak için buraya tıklayınız.
Devamını sadece abonelerimiz okuyabilirler. Abone iseniz devamını okumak için buraya tıklayınız. Abone olmak için buraya tıklayınız.