Header Ads

Sabetayisler aslında Türkleri Laik değil Hristiyan yapacaklardı.

Sabetayisler aslında Türkleri Laik değil Hristiyan yapacaklardı.
Sabetayisler aslında Türkleri Laik değil Hristiyan yapacaklardı.

Kâzım Karabekir – Nasıl Hıristiyan olacaktık?!


Kazım Karabekir, 1923 senesinde mecliste yaşanan olayı şöyle anlatıyor:

[Köşeli Parantez içindekiler Akademi Dergisi tarafından eklenmiştir. ]
Tevfik Rüştü [Aras] bey konuşuyordu:

[Tevfik Rüştü Aras, Sabetayist Mustafa Kemal Atatürk'ün Dışişleri Bakanıydı ve Sabetayistti. Sabetayist Adnan Menderes, Aras'lara damat olmuştu.]
“Ben kanaatimi millet kürsüsünden de haykırırım.. Kimseden korkmam.. Teşkilâtı Esasiyemizde dinimiz apaçık yazılmalıdır..” diyordu.

Ben söz aldım ve sordum:

“Teşkilâtı Esasiyede dinimizin İslâm olduğu yazılıdır. Tevfik Rüştü bey? Hangi kanaati haykıracaksın? Teşkilâtı Esasiye’ye hangi dini yazdıracaksın?…
Hıristiyanlığı mı?

Mahmut Esat [Bozkurt] Bey söz aldı ve sertçe cevap verdi:

“Evet Hıristiyanlığı… Çünkü islâmlık terakkiye (ilerlemeye) manidir. Bu dinle yürünmez mahvoluruz. Ve bize kimse de ehemmiyeti vermez..” dedi.

Ben söz alarak dedim ki:

İslâmlığın terakkiye mani olduğu Avrupalıların uydurmasıdır. Bu meseleyi istediğiniz kadar münakaşa edebiliriz. Fakat münakaşaya tahammülü olmayan bir mesele varsa, din değiştirme gayretidir. Netice İslâm kalırsak mahvolmayız, fakat din değiştirme oyunuyla bizi, kolay mahvedebilirler…”

Fethi [Okyar ki o da bir Sabetayistti.] Bey söz alarak… Bana gayet sert, katı cevap verdi:

“Evet Karabekir… Türkler İslâmlığı kabul ettiklerinden böyle kaldılar. Ve İslâm kaldıkça da bu halde kalmaya mahkumdurlar… Bunun için islâm kalmayacağız..” dedi.

Ben de aynı sertlikle şu cevabı verdim:





Mustafa Kemâl Paşa’ya hitaben sözlerime şöyle devam ettim:

“-Paşam, maddî cephemiz zaten zayıftır, güvenebileceğimiz manevî cephemizi de düşmanlarımızın yaldızlı propagandasına kurban edersek, dayanabileceğimiz ne kalır? Bizi silah kuvvetiyle parçalayamayan düşmanlarımız, görüyorum ki, bizi fikir kuvvetiyle mahvedecekler. Buna müsaade edecek misiniz? Siz ki millete karşı, bizi bu hale getiren belânın istibdat olduğunu, zaferden sonra milletin tamamiyle iradesine sahip olarak yürüyeceğini millet kürsüsünden dahi defalarca haykırdınız. Millet Meclisini tekbirler, selatlar arasında açtınız. İslâmlığın en yüksek bir din olduğunu hutbelerle ilân ettiniz. Hepimiz aynı iman ve kanaatla aynı yolda yürüdük. Şimdi ne yüzle ve ne hakla bir kanlı maceraya atılacağız…” dedim.

Mustafa Kemâl Paşa sözümü burada keserek dedi ki:

“Müzakereler çok hararetlendi., burada kesiyorum”…[1]

[Sabetayislik hakkında ve bu şahısların Sabetayistliği hakkında geniş bilgi için: www.AkademiDergisi.com ]

Karabekir’in yazdıklarının doğruluğunu, M. Kemal Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşlarından ve bizzat Karabekir ile tartışan Mahmud Esad Bozkurt’un kitabından teyid ettirelim.

Mahmud Esad Bozkurt bu hadiseyle ilgili:

“Hiç unutmam, İkinci Teşkilâtı Esasiye (anayasa) projesi vekillerden ve milletvekillerinden kurulu özel bir kurum tarafından Atatürk’ün başkanlığında Ankara istasyonundaki Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü binasında konuşulurken, dinle ilgili maddelerin projeden çıkarılmasını ben teklif etmiştim.” dedikten sonra Kâzım Karabekir’in karşı çıkışını şöyle ifade ediyor:

General Karabekir, fikirlerime asabiyetle hücum etti.”[2]

**********

KAYNAKLAR:

[1] Kâzım Karabekir, Yeni İstanbul gazetesi, 1970.

Ayrıca bakınız;

- Sebil Dergisi, 20 Ocak 1976, Sayı:1

- Kâzım Karabekir, Paşaların Kavgası, Istanbul 1995, sayfa 142 ve devamı.

- Kâzım Karabekir Anlatıyor, Yayına Hazırlayan: Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi, Ankara 1993, sayfa 86, 87.

- “Kâzım Karabekir Anlatıyor” başlıklı yazı dizisi 10-29 Haziran 1990 günleri arasında Cumhuriyet Gazetesi’nde de yayınlanmıştır.

[2] Mahmud Esad Bozkurt, Atatürk ihtilali, İstanbul 1940, sayfa 137.

Daha ayrıntılı bilgiler için:www.AkademiDergisi.com



Not: Kapak fotoğrafı orijinaldir ve fotomontaj yapılmamıştır.
Blogger tarafından desteklenmektedir.