Zinayı serbest bıraktılar, kızlı-erkekli öğrenci evlerine taktılar
Zinayı serbest bıraktılar, kızlı-erkekli öğrenci evlerine taktılar |
Kızlı-erkekli ev tartışmalarıyla, gençlerin içinde bulunduğu ahlaki çöküntüden şikayet eden Hükümet, bütün bunlara kendisinin sebep olduğunu unutmuş gibi hareket ediyor. Hem zinayı suç olmaktan çıkaran, hem de gençlerin aynı evi kullanmalarının sakıncalarından dem vuran AKP’nin yaşadığı bu çelişkinin adını siz koyun.
1926’dan beri suçtu ama...
1926 tarihli eski Türk Ceza Kanunu’nun 440. maddesi kadınlar, 441. maddesi de erkekler için zina suçunu düzenliyordu. Türk Ceza Kanunu’nun 440, 441, 442, 443 No’lu zinayı düzenleyen maddeler yeni 2005 yılında çıkarılan yeni yasaya konulmadı. Böylelikle zinaya ilişkin her türlü yaptırım yok sayıldı. Örneğin bir vatandaş polise “Eşim filan evde şu anda beni bir başkası ile aldatıyor, baskına gidelim. Suçüstü halde yakalayalım ben, boşanacağım” diye başvursa polis “Türk Ceza Yasası’nda böyle bir suç yok. Arama yapamayız.” cevabını veriyor. Zina suç olmadığı için polis hakimden arama izni alamıyor.
Toplum Çatırdıyor
Zinanın suç olmaktan çıkarılmasının ardından 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220 oranında arttı. İstatistiklerine göre, 2010 yılının 2. döneminde 33 bin 139 çift boşanırken, 2011 yılının 2. döneminde 33 bin 702 çift boşandı. Son yıllarda artan boşanmaların temelinde de yatan zina, aile kurumunu da temelden sarsmaya devam ediyor. Buna rağmen hâlâ bazı aklı evveller zinanın suç olmasının önüne geçmek istiyor. Başını CHP’nin ve bazı STK’ların çektiği bu kesim, zinayı özgürlük olarak lanse ederek, sahip çıkıyor.
Hesabını nasıl vereceksiniz?
AB’ye yaranmak adına, İslâm’ın en büyük günahlardan saydığı zinayı ‘özgürlük’ sayıp suç kapsamından çıkaran iktidar aile kurumuna büyük zarar verdi. Domuzun kasaplık et statüsüne getirilmesi suçu ile birlikte “Dindar nesil yetiştireceğiz!” söylemine taban tabana zıt zina serbestisinin oluşturduğu korkunç tablonun sorumluları, Hakk’a ve halka bunun hesabını nasıl verecekler?
Dini Nikaha Ceza, Zinaya Serbestlik
Uyguladığı eğitim politikalarıyla gençliği milli ve manevi değerlerden uzak yetiştiren siyasi iktidar, yerel seçimler öncesi oy devşirmek adına her türlü yola başvuruyor. Eğitim sistemine hiç müdahale etmeyerek gençliği bu bataklığa sürükleyen iktidarın, ceza kanununda en azından caydırıcılığı olan zinayı da suç olmaktan çıkarıp ardından bu tür açıklamalar yapması samimi bulunmuyor. Yerel seçimlere kısa bir süre kala Erdoğan’ın ‘muhafazakar ve demokrat bir partiyiz’ sözleri ile başlattığı tartışma ise suni bir gündem olarak yorumlanıyor.
Bir başka çelişkiyse dini nikah kıyanlara verilen ceza. Türkiye’de resmen kabul edilmeyen ve geçersiz sayılan ancak toplumsal bir gerçek olan, dini nikah için de ceza kanununun ilgili maddelerinde çeşitli cezalar öngörülüyor. Zinanın yani birlikte yaşamanın serbest bırakıldığı bir ülkede, dini nikahın ceza kanununda yer alması ise başka bir utanç meselesi.
Türkiye çelişkilerle dolu bir ülke. Toplumun gelenek, görenekleri ve değerleri ile uygulamada yasal zemin oluşturan metinler birbiriyle çelişiyor. Son olarak Başbakan Erdoğan’ın ‘kızlı-erkekli öğrenciler aynı evde yaşamaz’ sözleri üzerine patlak veren tartışma da hem AKP’nin 8 yıllık çelişkisini ortaya koyuyor, hem de Avrupa Birliği’nin dayatmaları ile yasal metinlerde yapılan değişikliklerin toplumsal çelişkisini gözler önüne seriyor.
Bu Dinamit 8 Yıl Önce Konmuştu
2005 yılında Türk Ceza Kanunu (TCK)’nda büyük tartışmalar sonucunda yapılan değişikliklerle ceza kanununda yer alan zina, suç olmaktan çıkarıldı. O dönemde toplumun temel değerlerine aykırı olduğu gerekçesiyle ile karşı konulan yasal düzenleme topluma rağmen yapılarak, hem ailelerin temeline dinamit konuldu, hem de genç nesillerin gelecekleri karartılmaya çalışıldı. Zinanın suç olmaktan çıkarılmasının üzerinden 8 yıl gibi bir zaman geçtikten sonra hükümetin bekar öğrencilere karşı tavrı, çelişkilerini de gün yüzüne çıkardı.
Zina Suç Olmaktan Çıkınca Ne Oldu
AKP’nin iktidara geldiği 2002’den itibaren suç oranlarında ciddi artışlar meydana geldi. AB uyum yasaları çerçevesinde 2005 yılında büyük tepkilere rağmen TCK’ da yapılan düzenlemeyle zinanın suç olmaktan çıkarılmasının ardından başlayan toplumsal çöküş ürkütücü boyutlara ulaştı. 2002-2010 yılları arasında fuhuş suçları yüzde 220 oranında arttı. Son yıllarda artan boşanmaların temelinde de yatan zina, aile kurumunu da temelden sarsmaya devam ediyor. İstatistiklerine göre, 2010 yılının 2. döneminde 33 bin 139 çift boşanırken, 2011 yılının 2. döneminde 33 bin 702 çift boşandı. Boşanma sayısında en fazla artış yüzde 8,3 ile Doğu Marmara Bölgesinde gözlendi. Bu arada 2011 yılı ikinci döneminde meydana gelen boşanmaların yüzde 40,1’i evliliğin ilk 5 yıl içinde, yüzde 24,3’ü ise 16 yıl ve daha fazla süre evli olan çiftlerde gerçekleşti.
Evlilere Suçtu, Bekarlara Caydırıcılığı Vardı
2005 yılında hükümetin Türk Ceza Kanunu’nda yaptığı değişiklik ile zina suç olmaktan çıkarılmıştı. Suç olmaktan çıkaran yasa öncesi ise uygulamada, evli kadınlar için zina ile ilgili yasal düzenlemeler vardı. Bu yasal düzenlemeler ile de toplumda zinaya yeltenmeye çalışanlara karşı en azından caydırıcılık özelliği taşıyordu. Eşitlik ilkesini bozduğu gerekçesiyle suç olmaktan çıkarılan bu ceza, bekarlar içinde ayrıca caydırıcıydı. Gelinen noktada ise toplum AKP’nin 8 yıl önce yaptığı hatanın cezasını, çocukları ile ödüyor.
Zina Suçu Eşit Olarak Geri Getirilsin
Daha önce ceza kanununda yer alan zina suçu, tek taraflı ve cinsiyet ayrımı yaptığı için 90’lı yılların sonunda Anayasa Mahkemesi tarafından ‘eşit bulunmadığı’ için birçok maddesinin değiştirilmesi istenmiş, ancak konu bir türlü ceza kanununda düzeltilmemişti. Avrupa Birliği’nin dayatmaları sonucunda AKP’nin ilk yıllarında gündeme gelen TCK’deki zina suçu, ceza olmaktan çıkarılarak, serbest hale geldi. O dönemde CHP’nin eşitlik ilkesi çerçevesinde değiştirilmesi tekliflerine de sıcak bakmayan mevcut iktidar, AB’ye yaranma çabaları neticesinde zinayı suç olmaktan çıkardı. Erdoğan’ın kızlı-erkekli öğrenci evi tartışmaları sırasında yasal düzenleme sinyali verdiği bu noktada ise millet, zina suçunun hem evli erkek ve kadınlar hem de bekarlar için geri getirilmesini talep ediyor.
Dini Nikaha Ceza, Birlikte Yaşamak Serbest
Öte yandan bir başka çelişki ise dini nikah kıyanlara verilen cezada. Türkiye’de resmen kabul edilmeyen ancak toplumda yapılmadığı zaman, nikahın geçersiz sayıldığı dini nikah için de ceza kanunun ilgili maddelerinde cezalar öngörülüyor. Zinanın yani birlikte yaşamanın serbest bırakıldığı bir ülkede, dini nikahın ceza kanununda yer alması ise manidar bulunuyor. Öğrencilerin kızlı erkekli aynı evlerde yaşaması birlikte yaşama ilkesi çerçevesinde değerlendirildiğinde yasal olarak herhangi bir ceza öngörülmüyorsa da toplumsal olarak tepkilere neden oluyor.
Seçimler Gelince Maneviyat Hatırlandı
Gelinen nokta da ise AKP’nin tavrı samimi bulunmuyor. Yerel seçimlere kısa bir süre kala Erdoğan’ın ‘muhafazakar ve demokrat bir partiyiz’ sözleri ile başlattığı tartışma ise suni bir gündem olarak yorumlanıyor. Siyasi rant ve oy kapma yarışının bir parçası olarak görülen bu politik tavır, milletin yıllardır rahatsız olduğu bir noktada yine kendini gösterdi. 8 yıldır bu konuda hiçbir adım atmayan ve gençleri her türlü ahlaksız davranışa iten süreçleri destekleyen siyasi iktidarın, yapacağı düzenlemenin ne getireceği ise şimdiden merak ediliyor.
(yorum5.com