Kürt ırkı, heterojen bir ırktır. Saf bir ırk değildir.
Kürt; Pers, Arap, Ermeni, Yahudi ve Türk kırmasıdır. Her bölgede farklı farklı Kürtçenin konuşulması da karmakarışık soyları gibi karmakarışık dilleri olmasındadır.
Kürtçe diye gerçek bir dil de yoktur. Bu sözde dil Farsça, Arapça, Türkçe, Ermenice, Rumca ve İbranice gibi dillerin kırmasıdır. Bir miktar da uydurma kelimelerdir. Tarihte hiçbir Kürt devleti olmamış ve olmayacaktır. Zira ehli bilir ki bu dünya denilen alemde, devlet olmak için millet olmak gerekir. Millet olmak için de milli bir lisan gerekir. Bu da Kürtlerde yok.
Lisan yok ise, iletişim yok. İletişim yok ise birlik beraberlik ve mana yok. Mana, gönül, fikir, birlik ve beraberlik yoksa da devlet yok. Kürdün tarihi boyunca kaba saba olması ve hemen her dönem eşkıyalık ile tanınması da bir lisanı olmayışı ile alakalı.
Peki bu yazdıklarımız Kürtlere hakaret ve aşağılama ve Kürtlere karşı bir ırkçılık mı? Hayır! Neden öyle olsun. Bunlar samimi ve dürüst her tarihçinin ve aydının ifade etmeye mecbur olduğu gerçekler. Zira gerçek tarih bu şekilde...
Kürt sözcüğü tarih boyunca Persler ve Araplar tarafından sıklıkla herhangi bir etnik vurgu veya anlam içermeksizin "göçebe" anlamında kullanılmıştır ve bunun bir sonucu olarak tarihte Kürt olarak anılmış bazı toplulukların etnik anlamda, günümüzde kabul görmüş anlamı ile Kürt olup olmadıkları tartışılmıştır; örneğin İslam tarihçilerinin eserlerinde söz edilen ve Fars Kürtleri olarak anılan, güney ve güneybatı İran'da yaşamış olan bazı toplulukların Kürt olmadığı, bu bölgelerde yaşayan göçebe topluluklar olduğu çeşitli dilbilimsel kanıtlar eşliğinde ortaya atılmıştır.
Kürtlerin kökeni ve ilk dönemlerine dair kesin bilgilerden ve net bir tarihten söz etmek mümkün değildir; genel kanı Kürtlerin Doğu'dan Batı'ya Zagros dağlarına doğru göçen kuzeybatı İranlı toplulukların bölgedeki İranî olmayan yerli halklarla birleşmesi ile oluştuğudur. Böylece, Arapların ve İslam ordularının bölgenin fethine başladığı dönemde, Kürt olarak anılan topluluk oldukça heterojendi; yerli halklardan, Sami halklara ve bazı Ermeni topluluklarına kadar, İranîleştirilmiş birçok farklı halktan oluşuyordu.