Header Ads

Ahmet Maranki'nin cezası kesinleşti. Tazminat ödemeye mahkum edildi ve meşhur kitabı hakkında toplatma kararı verildi.

ahmet maranki, intihal / aşırma eserler, şifalı bitkiler, kitap, kitapları, sağlık, sağlıklı yaşam tavsiyeleri, gerçek yüzü, gizlenen gerçekler, bitkiler,





Kendisini ‘Bitkilerin efendisi’ olarak tanıtan Ahmet Maranki, intihal suçlaması ile hakkında açılan davayı kaybetti. Mahkeme, Maranki’nin kitabında kullandığı bitki fotoğraflarının yazar İbrahim Gökçek’in kitabından alındığını tespit etti. Maranki’yi tazminat ödemeye mahkûm eden mahkeme, dava konusu fotoğrafların yer aldığı kitap için de toplatma kararı verdi. Yargıtay’dan da karara onama geldi.




Türkiye'de bitkisel ilaçlar alanında faaliyet gösteren iki önemli isim intihal (aşırma) iddiası ile davalık oldu. Davayı açan taraf 3 ciltlik ‘Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp’ isimli kitabın yazarı İbrahim Gökçek oldu. Gökçek, iddiaya göre kendisinin bulduğu ve kitabında kullandığı 11 bitkiye ait fotoğrafların, Ahmet - Elmas Maranki çiftinin imzası ile çıkan ‘Kozmik Bilim Işığında Şifalı Bitkiler’ kitabında kaynak gösterilmeden kullanıldığını tespit etti.


'O KİTAP TOPLATILSIN'

Gökçek, avukatı M. Mustafa Özkul aracılığı ile Bakırköy Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinde Maranki çifti ve kitabın basımını yapan Mozaik Yayınlarına (Hayat Yayıncılık İletişim Eğitim Hizmetleri) karşı dava açtı. Haziran 2009’da açılan davada bin TL maddi, 30 bin TL de manevi tazminat talebinde bulunuldu. Dava dilekçesinde, Gökçek’in kitabına aldığı bitkiler üzerinde uzun süren bilimsel çalışmalar yaptığı, tespit ettiği bitkilerin özel olarak fotoğraf çekimlerini yaptırdığına da vurgu yapıldı. Dilekçede, davaya konu kitabın çoğaltılmasının önüne geçilmesi, basımı yapılanların ise toplatılması istendi.

'FOTOĞRAFLAR GÖKÇEK'İN DEĞİL'

Davalı taraf avukatları ise mahkemeye sundukları savunmada, davanın reddini istedi. Savunmada, dava konusu yapılan bitki fotoğraflarının ‘eser’ olmadığına vurgu yapılarak ‘Söz konusu fotoğraflar davacıya ait değil. Kaldı ki bu bitkiler binlerce senedir var. Fotolar Google’dan alınıp kitaba konuldu’ denilerek telif hakkının da bulunmadığına işaret edildi.

MAHKEMEDEN TOPLATMA KARARI

Mahkeme tarafların savunma ve delillerini aldıktan sonra dosyayı bilirkişi heyetine teslim etti. Alınan bilirkişi raporunda özetle ‘11 fotoğraf için ihlal var. Bu durum haksız rekabete yol açar’ denildi. Mahkeme 15 Kasım 2012’de gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Maranki’nin kullandığı 11 fotoğrafın kitaptan çıkarılmasına, basımı yapılan kitapların ise toplatılması istendi. Kararda ayrıca bin TL maddi tazminat ödenmesine hükmedilirken manevi tazminat talebi geri çevrildi. İbrahim Gökçek’in avukatı kararı temyiz etti.

YARGITAY: BİLİMSEL KİŞİLİĞİ ZEDELENDİ

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, manevi tazminat da ödenmesi gerektiğine hükmederek Bakırköy Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin kararını bozdu. Yargıtay kararında, Maranki’nin kitabında kullandığı fotoğrafların Gökçek’in bilimsel kişiliğini zedelediğine işaret edildi. Yerel mahkeme bozma kararına uyarak Gökçek’e 8 bin TL’lik manevi tazminatın da yasal faizi ile ödenmesine hükmetti. Bu kez de Maranki’nin avukatları kararı temyiz etti. Ancak sonuç değişmedi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararı onadı.

AHMET MARANKİ'yi tazminat ödemeye mahkum eden BAKIRKÖY 1. FİKİR VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ KARARININ GAZETE İLANI 09.Temmuz 2015 Resmi ilanlar İlan.Gov.tr





İbrahim Gökçek, şahsi web sitesi üzerinden konuyla alakalı olarak şu açıklamaları yaptı: 


Bana danışmadan benim kitabımdaki veya sitemdeki resimleri alıp kendi sitesine eklemiş. Peki benim olana resimleri benden habersiz çalı kendi kitabında yayınlamak ne oluyor. Kitap almak için kitap sergisine baktığımda çok güzel bir kitap gördüm.Kendi kendime Allah Allah bizde de böyle güzel kitaplar yayınlanırmıymış dedim. Fakat içindeki resimler şöyle bir bakınca şaşırdım. Gözlerime inanamadım adam bana ait resimleri alıp kitabına eklemiş. Şu kitabı iyi bir incelemem gerek diye satın aldım. İyice incelediğim de Allah Allah bu da ne biçim saçmalık ya dedim, çünkü adam Isırgan otu kansere sebep olur diyor.Sonra bu kitap da daha ne var diye bakınca yüzlerce hatta ile karşılaştım.Tedavi olacağım derken zehirlenebilirsini benden söylemesi, gerisini siz bilirsiniz.


Ahmet Maranki’nin yazdığı kitapta hiçbir klinik araştırması yapılmayan 5. sınıf bitkilerden bahsederken sanki 1. Sınıf bitkilerden bahsediyormuş gibi yazıp çizmiş.Bu kitabın hiçbir ilmi değeri yok, bu nedenle etkisiz bitkiler etkili gibi yansıtmakta çok yanlıştır.
İksinci önemli konu ise şifalı bitkiler zehirli olup olmadıkları konusunda bir karmaşa ve bilgisizlik var. Zehirli bitkileri zehirsiz diye yazması çok mahzurlu ve tehlikelidir.


I. Şifalibitkiler etkilerine göre 5 Kategoriye değerlendirilir

1.) Üni. kliniklerinde yapılan tedavi denemeleri ile etkisi ispatlanmış şifalı bitkiler..
2.) Komisyion E’unun hakkında monografi yayınladığı şifalı bitkiler.
3.) Homöopati Uzmanlari tarafından denemetedavileri ile etkisi ispatlanış şifalı bitkiler.
4.) Aromaterapoitistler tarafindan etkisi ispatlanmış şifalı bitkiler.
5.) Halkarasında kulanılan bitkiler.

II. Şifalibitkiler zehirliklerine göre 6 gruba ayrılırlar 

1.) Zehirsiz bitkiler Çörek, Oğulotu….
2.) Çokiçildiğinde rahatsızlık veren bitkiler Kekik, Adaçayı….
3.) Hafif derecede zehirli bitkiler Arnika, Sedefotu….
4.) Zehirli bitkiler Navruzkökü, K.Sarikökü….
5.) Çok zehirli bitkiler Güzelavratotu, Boğanotu
6.) Çok cok zehirli bitkiler Kargabüken



152. Sayfa da Kara Ardıç’ın yan etkilerinden bahsederken ‘’’Bilinen ciddi bir yan etkisi olmamasına rağmen, fazla tüketilmemelidir.’’ Buyurmuş zati ali hazretleri, oysa Almanya da bu bitkinin D4 aşağı dozajdaki tentür yasaktır, çünkü çok zehirlidir. D4 demek bir gram Kara Ardıç yaprak ve dalı 1000 ml etlil alkolle tentür haline getirildikten sonra kullanabilir. Oysa bu kişi kullanabilirsiniz problem yok diyor, gerçekten verse neyse.

85. Sayfa da Ak asma’nın yan tesirleri hakkında ‘’’Önerilen biçimde kullanıldığında hiçbir yan etkisi yoktur.Meyveleri sağlığa zararlıdır.’’diyor.Peki gerçekten öylemi tabii ki hayır.Çok zehirli olması nedeniyle asla çayı içilmemelidir.Almanya da D4 ‘den aşağı tentürlerinin kullanılması yasaktır.

87. Sayfada Alfa alfa (medicago sativa) isimli bitkiden bahsetmekte ve bu bitkinin bağışıklık sitemini güçlendirdiğini idea etmektedir, fakat bu bitki bildiğimiz yonca dan başka bir şey değil, bitki ile ilgili herhangi bir klinik araştırma yapılmamıştır ve bağışıklık sistemini güçlendirmesi nasıl oluyor.Bu açıklaması gerekir, ha şifalı kokulu yonca (Melilotus officinalis)dese o bu bitki de kılcal kan dolaşımı ile ilgili bir bitkidir.Alfa alfa olarak bilinen yonca türünün hiçbir özeliği yok.

89. Sayfa da Altınbaş otu diyor, bitkinin simi altınbaş değil, Altın başak oyudur, durup dururken kendine göre isim uydurmuş. Şimdi bitkinin ismi Altın baş diyelim o zaman bu bitkinin resmi birinci derecede şifalı bitki olan Altınbaşak otu değil, Kanada altın başak otudur.İkinci yanlış ise bitkinin Latince ismi yanlıştır.Doğrusu ise ‘’Solidago virgaurea’’ dır. Sayın Prof biraz ilim gerekmez mi? Bir diğer hatta ise doktor konturolün de kullanılmalıdır diyor. Neden aceba bunu da analmadık? Çünkü yan tesi yok varsa açıklasın bitki hakkından benim kitaba bakın.

92. Sayfa da Ardıç hakkında ‘’’Uzun süre kullanılımlar da yüksek miktarda tüketilmesi böbreklere tahriş yapabilir’’diyor.Yani maşallah bu konuda da sıfır bilgiye sahip olduğu anaşılıyor ve Berlin Chareti Üniversitesinin bu bitki hakkında yaptığı çok kapsamalı klinik araştırmadan haberi olmadığı anaşılmaktadır.Bilmiyorsan bu işi bir bilene sorun sayın Prof. Dr. Ahmet Maranki

94. Sayfa da Arnika’nın yan etkileri hakkında ‘’’Bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur.’’Diyor sanki denemiş gibi, Arnika hafif zehirlidir, çayı içilmez içilse de sade olarak içilmez 100 gramlık çay harmanına 5 gram katılabilir.Almanya da tentürü yapılır, fakat D1 dahi sakıncalıdır.dikkat!!!

100. Sayfa da Atkuyruğu otu hakkında ‘’’Otun belirtilen miktarın üzerinde kullanılmaması gerekir.’’diyor.neden aceba sayın Prof. Dr. Ahmet Maranki, açıklıyamadığına göre bilgin yok demektir.Ban göre problem değil istenilen miktarda içilebilir, fakat nasıl içilmesi gerektiğini benim kitapta yazıyor oradan isteyen okuyabilir.

112. Sayfa da Civanperçemi otu hakkında hiçbir yan etkisi yok diyor, alerjiye sebep olabilir, çünkü birleşiminde alfa-metilen-8-lacton bulunur.

120. Sayfada Çörek otu hakkında yan etkilerinden bahsederken ‘’’Çok fazla ve hastalık olmadan kullanmanın zararlı olduğu iddia edenler olduğu için, uzman kontrolünde kullanılması gerekir.’’ Demektedir ve peki doğru mu? Değil, neden doğru değil, çünkü hemen altında kendi üreteceği ürünün reklamı var. Çörek otundan elde edilen ürününün reklamını yapabilmek için çörek otunu karalıyor. Peki bu doğru mu yanlış? Bu adam sırf kendi menfati için doğruları çarpıtıyor. Yazık bunu da ilim adamı gömleği ile yapıyor. Bu kitabı okuyan vatandaş ne düşünecek ha çörek otu da şüpheli diye düşünecek çok ayıp çok ayıp, mefaatiniz için doğruları çarpıtmayın. 

121. Sayfada Çuha çiçeğinden bahseden kişi Işıldak otunun resmini yayınlamış.Bu kitaba aldanarak yanlış bitkiyi kullanmayın. 

136. Sayfada Gilaboru’nun yan tesirleri hakkında ‘’’Bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur.’diyor.Yani zehirsizmiş, bitki karı görmeden toplanırsa zehirlenmeye sebep olur. Biliyor mu bu vatandaş bunu bilmiyor. Peki neden eksik bilgi veriyorsunuz.

146. Sayfada Isırgan hakkında ki ilk ve tek ve de en saçma yorumu burada .Bu yorumu Sarı çizmeli Mehmet ağa bile yapmaz utanır. Peki bu prof neden insanları yanıltacak böyle bir yoruma neden baş vuruyor. Sadece ve sadece üreteceği ürünün reklamını yapabilmek için çok ayıp ilim adına konuşan kişinin bu kadar seviyesizliği çok ayıp. Lafa bak nasıl tuzak bir yorumla kurulmuş.’’’Kanser olmadan bir kişinin ısırganı kullanması gerekir.Bitki hormon ihtiva etmesi sebebiyle, kanser hücrelerini besler, yayılmayı çoğaltabilir.’’buna ne denir allahını seven söylesin.Yuh be bu kadar saçma ve cin fikirlilik olur mu?Dünyada Isırgan kansere sebep olur diyen tek insan bu Sayın Prof. Dr. Ahmet Maranki çok ayıp.Neden böyle yazmış, çünkü kendi üreteceği ürünün reklamını yapmak istiyor.Kendi ürünün reklamını yaapcaksan yap fakat böyle ilmi verileri çarpıtmak niye?Evet sadece kendi bencil egosu için ilmi katletmek ve yalan ve maksatlı yayın.

152. Sayfada Kapari’nin cinsel güçü artırdığından bahsediyor, kapari hakkında dünyada herhangi bir Üniversitenin kliniğinde her hangi bir araştıma yapılmamıştır.Homeopati uzmanları veya aromaterapeutisler tarafından da klinik araştırmalar yapılmamıştır.Bizim zatı zevatın klinik araştırması varda biz mi bilmiyoruz?


154. Sayfada Keten tohumu’nun bilinen herhangi bir yan tesiri yoktur.Fakat sayın bay ‘’’Fazla kullanılması sakıncalıdır.’’diyor.Peki neden çünkü bey efendi kendi ürününün reklamını yapıyor.Reklamını güçlendirmek ve insanları beli bir noktaya yönlendirmek için ketenin sakıncalı olduğunu söylüyor.Çok ayıp Sayın Prof. Dr. Ahmet Maranki.

146. Sayfa da Itır’dan bahsederken yanlışlıkla leyek otu’nun resmini koymuş, aslında ona göre doğru, çünkü bilgisi ancak bu kadar.

146 Sayfa da Köpek Dilin’den bahsederken akciğer otunun bir alt türervi’nin resmi konmuştur.

198. Sayfada Sarı Kantaron otu veya diğer adı ile Kılıç otundan bahsedilmekte ve aynen şöyle diyor. ’’İntihar riski olan kronik depresyon durumlarında kullanılmamalıdır.diyor.’’ Bu şahsın dünyadaki en meşhur Üniversitelerin kliniklerin de binlerce hasta üzerinde yüzlerce klinik araştırması yapıldığından haberi yok mu? Bana göre var, fakat peki o zaman neden intihar riski olan kronik depresif hastalar kullanmamalıdır diyor, çünkü kendi firması yakında SARI KANTARON HAPI ÜRETECEK ONUN REKLAMINI YAPMASI GEREKİR. Bu bir ilim adamına yakışır mı doğruları çarpıtmak, sadece ve sadece kendi menfatiniz için ilmi değerlerle oynamak. Kılıç otu ve hapı depresyona karşı en etkili bir bitkidir. Bu bitki hakkında doğru bilgiler benim sitede ve kitabımda mevcuttur.

(...)

‘’’Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır’’, diyen Peygamberin acizane bir ümmetiyim. Hamdolsun bazıları gibi dini kendi amaçları için kullanan ve dincilik yapanlardan değilim ve bu nedenle susamam. Bana bazıları diyebilir ki sana ne oluyor kardeşim adamın istediğini yazar, evet doğru istediğini yazsın. Roman yazsın, şiir yazsın, bildiği konularda fal kitabı, burç kitabı yazsın, ne yazarsa yazsın. Fakat insan sağlığı ile oynamasın, bu saçmalıkları ciddiye alacak insanlarda olacak Allah korusun beklide zehirlenecek şifa bulayım derken kendini camii ününde ve musala taşında bulursa, bunda bende kendimi suçlu hissederim doğruları söylemezsem. Kusura bakmayın doğruya doğru, eğriye eğri demek benim işim. İsteyen istediğini söylesin ben doğruları söylemeye devam edeceğim, ben bu milletin Deli Dumruluyum. Bir bitki resmi çekmek için ben Dresden’e uçuyorum, bir bitki resmi çekmek için bir günde 1900 km yol kat ediyorum, dağları taşarlı yaz kış 15 sene dolaşıyorum, bu zat o ne güzel sormadan alıp kendi kitabına koyuyor. Siz sabah kalkıyorsunuz evinizin önünde ki arabanız gitmiş, çalan hızsıza ne dersiniz, aferin iyimi yaptınmı dersiniz. Sizin için arabanızı ne kadar önemli ise benim içinde bitki fotografları da öyle önemlidir. Fakat ben buna rağmen hakkımı helal edebilirdim. Ama adam bir firmanın reklamını yapmak için doğruları saptırıyor. 1000 yıldır Isırgan otu ve çörek otu gibi zararsız olarak ve binlerce faydası olan bitkileri zararlı olabilecek bitkiler sınıfına yitiyor. Bu nedenle kime ve neye hizmet ettiği bilmediğim, bu art niyetli şahıs hakkında doğruları ben buradan duyurmak zorundayım. Ha bir de Kara Ardıç gibi zehirli ve Arnika gibi hafi zehirli bitkiler hakkında sanki zehirsizmiş gibi ve de bu işlerin üstadı imiş gibi konuşup yazması diğer insanların hayatını tehlikeye atması gibi sebeplerden dur demek zorundayım. 


İbrahim Gökçek


****


İbrahim Gökçek'in şahsi web sitesinde konu ile alakalı olarak yayınladığı mahkeme vesikaları ise şunlar... (Büyük hallerini görmek için resimlerin üzerine tıklayınız.)


















Blogger tarafından desteklenmektedir.