Mesele hoşaf değil, sizi yine kandırdılar | Akademi Dergisi
Bunların meselesi/derdi, başörtüsü, İslam ve bu ülkenin asli unsuru olan Müslümanların güçlenmesi... Ha Aladağ yurt yangını, ha organik hoşaf, hiç fark YOK!
İşte hadisenin gerçek yüzü...
İşte TRT'deki 'Organik Hoşaf' tartışmasının gerçeği!
'Bir Fikrin mi Var?' programı yapımcıları, organik hoşafın değil, hız ayarlı yol kasisi projesinin birinci olduğunu duyurdu. Ayrıca organik hoşaf ürününün, hoşaf yapıldığı için değil, pastörize edilmeden raf ömrünün uzatılması ve lojistik gibi sorunlara araştırma geliştirme yaparak aynı ayran gibi hızlı tüketim ürünü olarak satışa çıkarılması fikriyle yükseldiği ancak daha sonra elendiği belirtildi.
Dün sosyal medyada yer alan paylaşımlarda, TRT'nin bilim yarışmasında 'organik hoşaf' adı verilen kompostonun, alzheimer çipini geride bırakarak birinci olduğu iddiaları hızla paylaşılıp haberlere konu oldu.
BİRGÜN, CUMHURİYET, ODATV, SÖZCÜ...
Organik hoşafı proje olarak sunan başörtülü kız üzerinden, TRT sert eleştiri ve hakaretlerle basın/medya lincine maruz bırakıldı. Bunları, meselenin aslını ve ortada dolaşan iddiaları (kasten, gerçek işlerine gelmediği için ve kendilerine asli unsura saldırmak ve onları bastırmak yolunda böyle malzemeler lazım olduğu için) sosyal medya paylaşımlarını doğrulatmadan haberleştirdiler. Sürekli basın meslek ilkelerinden ve gazetecilik etiğinden ve objektif habercilikten dem vurup hep ama hep bu İslam düşmanlığını sergileyen sözde basın kuruluşlarının önde gelenleri ise şunlar:
Organik hoşafı proje olarak sunan başörtülü kız üzerinden, TRT sert eleştiri ve hakaretlerle basın/medya lincine maruz bırakıldı. Bunları, meselenin aslını ve ortada dolaşan iddiaları (kasten, gerçek işlerine gelmediği için ve kendilerine asli unsura saldırmak ve onları bastırmak yolunda böyle malzemeler lazım olduğu için) sosyal medya paylaşımlarını doğrulatmadan haberleştirdiler. Sürekli basın meslek ilkelerinden ve gazetecilik etiğinden ve objektif habercilikten dem vurup hep ama hep bu İslam düşmanlığını sergileyen sözde basın kuruluşlarının önde gelenleri ise şunlar:
➥ İçimizdekiErmenistan'ın yayın organlarından olan, PKK terör örgütü destekçisi gizli Ermenilerin yoğun olduğu Birgün gazetesi,
➥ İçimizdekiİsrail'in kurumsal gazetelerinden biri olup çalışanları arasında yüksek sayıda gizli Ermeni ve gizli Yahudi ve Mason bulanan, bunların Kamalizm/Adıtürkçülük adıyla kurdukları ihanet rejimleri ile özdeleşmiş olan ve KOÇ ailesi dahil çok sayıda gizli Ermeni/Yahudi patronlar tarafından onur/rejim meselesi yapılıp ortaklaşa finanse edilip iflas etmesine izin verilmeyen Cumhuriyet gazetesi,
➥ Ulusalcı/Komünist derin devletin yayın organlarından biri olup kadrosu içinde çok sayıda gizli Ermeni, gizli Yahudi ve Alevi mezhepçisi bulunan ve resmiyette Soner Yalçın'ın sahibi olarak göründüğü Oda TV ➥ Sahibi Sabetaycı gizli Yahudi olup, yazarları ve çalışanları arasında büyük oranda Sabetaycı gizli Yahudiler, sonra gizli Ermeniler bulunan Sözcü gazetesi...
Söz konusu sözde basın kuruluşları, Aladağ yurt yangını üzerinden yine el birliği ile İslam, Müslüman ve cemaat düşmanlıklarını sergilemişler, haberciliği bir yana bırakıp, basın meslek ilkelerini anında yutup, bu elim kaza üzerinden İslam cemaatlerine karşı basın linci başlatmışlardı. Çirkinliğin, insafsızlığın, vicdansızlığın, hukuksuzluğun dibine vurmuşlardı. Bunlara siyaset sahnesinde destek olan bazı millet vekillerinin de Alevi mezhepçileri, gizli Ermeni ve gizli Yahudi oldukları, milletimize fark ettirmeseler de organize şekilde faaliyet sergiledikleri meydana çıkmıştı.
YARIŞMAYI, HIZ AYARLI YOL KASİSİ PROJESİ KAZANDI
'Bir Fikrin mi Var?' programı yapımcıları, girişimcilik yarışmasını, hız ayarlı yol kasisi projesiyle Adnan ve Uğur Kal ikiz kardeşlerin kazandığını belirtti.
HOŞAFTAN DOLAYI DEĞİL PASTÖRİZEDEN DOLAYI FİNALE YÜKSELDİ
Program yapımcıları ayrıca gıda mühendisi olan Kübra Ağca'nın, 'Hoşaf Üretim projesi' ile finale hoşafı bulduğunu iddia ederek değil, pastörize etmeden raf ömrünü uzatma ve lojistik gibi sorunlara araştırma geliştirme yaparak aynı ayran gibi hızlı tüketim ürünü olarak satışa çıkarma fikriyle yükseldiğini ancak daha sonra elendiğini belirttiler.
'BİR FİKRİN Mİ VAR' YAPIMCI ŞİRKETİNDEN AÇIKLAMA
"Bir fikrin mi var?" yarışmasının yapımcı şirketi söz konusu olayın aslıyla ilgili sosyal medyadan bir açıklamada bulundu.
Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi;
➥ "Tam 10 yıldır ekranlarda olan Bilim değil Girişimcilik yarışmamız "Bir Fikrin mi Var?"ın kazananı hız ayarlı yol kasisi projesiyle Adnan ve Uğur Kal ikiz kardeşlerdir.
Gıda mühendisi olan Kübra Ağca ise Hoşaf Üretim projesiyle finale hoşafı bulduğunu iddia ederek değil, pastörize etmeden raf ömrünü uzatma ve lojistik gibi sorulara araştırma geliştirme yaparak aynı ayran gibi hızlı tüketim ürünü olarak satışa çıkma fikriyle yükselmiş sonra da elenmiştir.
➥ İçimizdekiİsrail'in kurumsal gazetelerinden biri olup çalışanları arasında yüksek sayıda gizli Ermeni ve gizli Yahudi ve Mason bulanan, bunların Kamalizm/Adıtürkçülük adıyla kurdukları ihanet rejimleri ile özdeleşmiş olan ve KOÇ ailesi dahil çok sayıda gizli Ermeni/Yahudi patronlar tarafından onur/rejim meselesi yapılıp ortaklaşa finanse edilip iflas etmesine izin verilmeyen Cumhuriyet gazetesi,
➥ Ulusalcı/Komünist derin devletin yayın organlarından biri olup kadrosu içinde çok sayıda gizli Ermeni, gizli Yahudi ve Alevi mezhepçisi bulunan ve resmiyette Soner Yalçın'ın sahibi olarak göründüğü Oda TV ➥ Sahibi Sabetaycı gizli Yahudi olup, yazarları ve çalışanları arasında büyük oranda Sabetaycı gizli Yahudiler, sonra gizli Ermeniler bulunan Sözcü gazetesi...
YARIŞMAYI, HIZ AYARLI YOL KASİSİ PROJESİ KAZANDI
'Bir Fikrin mi Var?' programı yapımcıları, girişimcilik yarışmasını, hız ayarlı yol kasisi projesiyle Adnan ve Uğur Kal ikiz kardeşlerin kazandığını belirtti.
HOŞAFTAN DOLAYI DEĞİL PASTÖRİZEDEN DOLAYI FİNALE YÜKSELDİ
Program yapımcıları ayrıca gıda mühendisi olan Kübra Ağca'nın, 'Hoşaf Üretim projesi' ile finale hoşafı bulduğunu iddia ederek değil, pastörize etmeden raf ömrünü uzatma ve lojistik gibi sorunlara araştırma geliştirme yaparak aynı ayran gibi hızlı tüketim ürünü olarak satışa çıkarma fikriyle yükseldiğini ancak daha sonra elendiğini belirttiler.
'BİR FİKRİN Mİ VAR' YAPIMCI ŞİRKETİNDEN AÇIKLAMA
"Bir fikrin mi var?" yarışmasının yapımcı şirketi söz konusu olayın aslıyla ilgili sosyal medyadan bir açıklamada bulundu.
Açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi;
➥ "Tam 10 yıldır ekranlarda olan Bilim değil Girişimcilik yarışmamız "Bir Fikrin mi Var?"ın kazananı hız ayarlı yol kasisi projesiyle Adnan ve Uğur Kal ikiz kardeşlerdir.
Gıda mühendisi olan Kübra Ağca ise Hoşaf Üretim projesiyle finale hoşafı bulduğunu iddia ederek değil, pastörize etmeden raf ömrünü uzatma ve lojistik gibi sorulara araştırma geliştirme yaparak aynı ayran gibi hızlı tüketim ürünü olarak satışa çıkma fikriyle yükselmiş sonra da elenmiştir.
İzleyin, araştırın sonra tüm eleştirilerinize açık olalım. Daha iyi projeleriniz var ise Birfikrinmivar.com'a başvurularınızı bekliyoruz.
Yalan haberle başlamış olsa da bu tartışmadan girişimciliğin kazanması umuduyla..
Bir Fikrin mi Var Ailesi"
***
Bundan sonrasında söz konusu sözde basın kuruluşlarının, ülkemizin asli unsuru olan Türk ve Müslümanların aleyhine yaptıkları sözde haberlere, milletimizin itibar etmemesini tavsiye ederiz. Birkaç sene içinde, ülkemizin yönetimi, yaklaşık iki asır sonra bir daha gerçek anlamda Türklerin eline geçince, bu sözde basın kuruluşlarına yüzlerce dava birden açılacağından şimdiden emin olabilirsiniz. Bunların bu güne kadar yüzlerce kere, asli unsur olan Türk ve Müslümanların en temel hak ve hürriyetlerini engellemek ve ülkemizde kurulu gizli, hileli, hukuksuz bir azınlık unsur iktidarını/rejimini korumak için basın linci ve kasıtlı toplum yönlendirmeleri yaptıkları, türlü suçları mükerrer şekilde işledikleri, işlemeye devam ettikleri, gizli kapaklı şekilde organize oldukları, gerçek kimliklerini gizledikleri somut deliller ile ispat edilebiliyor.
Yalan haberle başlamış olsa da bu tartışmadan girişimciliğin kazanması umuduyla..
Bir Fikrin mi Var Ailesi"
***
Bundan sonrasında söz konusu sözde basın kuruluşlarının, ülkemizin asli unsuru olan Türk ve Müslümanların aleyhine yaptıkları sözde haberlere, milletimizin itibar etmemesini tavsiye ederiz. Birkaç sene içinde, ülkemizin yönetimi, yaklaşık iki asır sonra bir daha gerçek anlamda Türklerin eline geçince, bu sözde basın kuruluşlarına yüzlerce dava birden açılacağından şimdiden emin olabilirsiniz. Bunların bu güne kadar yüzlerce kere, asli unsur olan Türk ve Müslümanların en temel hak ve hürriyetlerini engellemek ve ülkemizde kurulu gizli, hileli, hukuksuz bir azınlık unsur iktidarını/rejimini korumak için basın linci ve kasıtlı toplum yönlendirmeleri yaptıkları, türlü suçları mükerrer şekilde işledikleri, işlemeye devam ettikleri, gizli kapaklı şekilde organize oldukları, gerçek kimliklerini gizledikleri somut deliller ile ispat edilebiliyor.