Header Ads

Bir kuruş zekat, başka niyetle bin kuruştan faziletlidir

Bir kuruş zekat, başka niyetle bin kuruştan faziletlidir
Bir kuruş zekat, başka niyetle bin kuruştan faziletlidir



Bir kuruş zekat, başka niyetle bin kuruştan faziletlidir

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri buyuruyor:
Kişinin malları­nın zekâtını vermesi, dînin zarûriyyâtından, şartlarındandır. Zekâtını, isteyerek ve minnet kabul ederek vermek ve bunu verilmesi icab eden kimselere ulaştırmak lazımdır.
Allâhü sübhânehû, "Benim size olan ihsan ve nimet­lerimin kırk hissesinden sadece bir hissesini fakir ve mis­kinlere veriniz; ben de buna mukâbil sizlere bol sevap ve çok güzel mükâfatlar vereceğim." buyurmuştur.
Bu kadar küçük bir şeyi vermemek ve bunu vermekte cimrilik etmek çok büyük bir insafsızlıktır, hatta isyan edip doğru yoldan çıkarak kişinin kendi kendine zulüm etmesidir.
Bu gibi dînî hükümleri yerine getirmekte tereddüd göstermek kalbdeki manevi hastalıktan ve dinin hüküm­lerini de tam olarak bilmemektendir.
Manasını kalben kabul ve tasdik etmeden kelime-i şehâdeti (sadece dil ile) söylemek kâfi değildir. Zira mü­nafıklar da bu kelime-i şehâdeti söylerler. Kalben inan­manın alâmeti, dînin emirlerini, isteyerek ve arzu ederek yerine getirmektir.
Zekât niyetiyle bir kuruşu bir fakire vermek, başka bir niyetle binlerce kuruş vermekten daha faziletlidir. Zira bu, bir farzın edâsıdır, diğeri ise bir nafileyi yerine getir­mektir. Farzı edâ etmeye nisbetle nafileleri yerine getir­menin hiçbir kıymeti ve itibarı yoktur. Keşke nafile için, okyanusta bir damla hükmü olsa.
Farzları edâyı bıraktırıp nafileleri yapmaya sevk et­mek, zekâtı vermekten yüz çevirtmek melûn şeytanın hilelerindendir.
(Mektûbât-ı Rabbânî, 3/17)

Blogger tarafından desteklenmektedir.