Vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye (r.a.)
Vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye (r.a.) |
Vahiy kâtibi Hazret-i Muaviye (r.a.)
Hz. Muâviye, Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.)'in:
"Allâh'ım,
Muâviye'ye hesâb ve kitâbı öğret ve azâbdan koru" ve;
"Allâh'ım,
Muâviye'yi hâdî ve mehdî (hidâyet edilmiş ve hidâyet edici) kıl ve onunla
insanlara hidâyet ver." duâlarına mazhar olmuştur.
Fakîhler Hz. Muâviye'nin sözüne itimat ederlerdi. Kütübü
Sitte'de (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî ve ibn-i Mâce) ve Hanbelî
mezhebinin imamı imâm Ahmed'in Müsned'inde Hz. Muâviye'den hadîs rivayet
edilmiştir ki bu kitaplar Resulullâh'ın sünnetinin en muteber
metinlerindendir.
Hz. Muâviye, Resülullâh'ın vahiy kâtiblerindendir ve Hz.
Zeyd bin Sâbit ile birlikte en uzun müddet kâtiplik yapmıştır.
İmam Abdullâh bin Mübarek'e 'Ömer bin Abdülaziz mi yoksa Muâviye mi faziletlidir.' diye
sorulunca:
"Resûlullâh ile
gaza ederken Hz. Muâviye'nin atının burnuna giren toz ondan(Ömer bin
Abdulaziz’den) şu kadar daha faziletlidir." dedi.
Aynı sual Muâviye bin imran'a sorulunca öfkelenmiş ve "Hiçbir insan Resulullâh'ın Ashâbı ile
kıyâs edilemez. Muâviye hazretleri de sahabedendir. Hem o Resülullâh'ın
akrabasıdır ve aynı zamanda vahiy kâtibidir." demiştir.
Hz. Muâviye Sünnet-i nebeviyyeye uymakta pek harîs/hırslı
idi, dâimâ Resülullâh'ın hadîslerini öğrenip onunla amel eder, halka da uymağı
emreder, sünnete uymayan hareketlerden nehyederdi.
Hz. Ömer, Hz. Muâviye'yi Şam'a vâli tayin etmiş, Hz. Osmân
zamanında vâliliğe devam etmiştir.
Sahabeden bir nice zât onu takip ettiler, tabi oldular.
Hz. Hasan (r.a.) da eğer onu halifeliğe ehil görmese idi
hilâfeti teslîm etmezdi. Zira emrinde 40 bin askeri vardı.