Header Ads

Nefs-i emmare oruçla sükunet bulur

Nefs-i emmare oruçla sükunet bulur
Nefs-i emmare oruçla sükunet bulur



Oruç, "takvâ"ya vesiledir. Takva ise, Allah'ın emirlerine boyun eğerek azabından sakınmak, cezayı gerektiren davranışlardan nefsi uzaklaştırmak suretiyle korunmaktır... İnsanın mâsivâdan, yani Allah'tan uzaklaştıran şeylerden kaçınmasıdır. 

Takvanın zahiri, hududu muhafaza, bâtını ise niyet ve amelin ihlâslı olmasıdır. Keza, helâl ve mübahlarda ölçülü davranmak, şüphelilerden kaçınmaktır. İşte Mevlâmız, orucun, böylesine kıymetli bir haslete sahip olmamıza vesîle olacağını beyan ettiği âyet-i kerimesinde buyuruyor, ki: "Ey îmân edenler! Takva üzere olasınız diye, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç tutmak farz kılınmıştır." (S. Bakara, 183)

Oruç, yıl boyunca yorulan insan vücudunu dinlendirir, ona sıhhat kazandırır. Zira Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), "Oruç tutun, sıhhat bulun" buyurmuşlardır.


Oruç, nefisle cihaddır. Şehevî arzuları kırmada bir kalkandır. Resûl-i Ekrem Efendimiz, bilhassa evlenme imkânı bulamayan gençlere orucu tavsiye ederek şöyle buyurmuşlardır: "Ey gençler topluluğu! Sizden evlenmeye gücü yeten evlensin; çünkü evlenmek, gözü daha çok muhafaza eder, iffeti dana fazla korur. Evlenmeye gücü yetmeyenler ise oruç tutsun; zira oruç, bir kalkandır." (Buhârî, Savm, 10)

İbnü'l-Hümâm (v. 1457) rahmetullâhi aleyh Fethu'l-Ka-dîr isimli eserlerinde, orucun, pek çok faydaları sebebiyle meşru kılındığını belirttikten sonra, ehemmiyetine binâen üç tanesini şöyle zikreder:



1.  Nefs-i emmâre oruçla sükûnet bulur, harama karşı şehveti kırılır. Onun için şöyle denilmiştir:
"Nefis acıkınca bütün a'zâlar doyar;
Nefis doyunca bütün a'zâlar acıkır."
2. Oruç, yoksullara karşı şefkatli ve merhametli olmayı öğretir. Çünkü nefis, ancak açlığın acısını tadınca yoksulların hâlinden anlar... Ve böylece kişi, yapacağı yardımlarla nezd-i llâhî'de güzel mükâfatlara nâil olur.
3. Oruçlu kimse, yoksulların katlanmak mecburiyetinde kaldıkları sıkıntı ve meşakkatleri bizzat yaşadığı için, onların ıztıraplarını daha iyi kavrar. Bu da onu, onların meseleleriyle daha yakından alâkalanmaya ve çözüm yolları aramaya sevk eder. Böylece kişi, Allah indinde pek büyük dereceler, mertebeler kazanır. (Cilt: 2, sayfa: 43 -44)

Blogger tarafından desteklenmektedir.