"Selâmün aleyküm ey mü'minler diyarı! Biz de inşâallah size katılacağız."
"Selâmün aleyküm ey mü'minler diyarı! Biz de inşâallah size katılacağız." |
KABİR ZİYÂRETİ
Kabir ziyareti, ölümü ve âhireti hatırlattığı için erkeklere müstehab, fitne tehlikesi olmadığı zaman kadınlar için de caizdir. Ziyaretçi, "Esselâmü aleyküm dâre kavmin mü'minîn ve innâ inşaallahu bikûm lâhikun." diyerek selâm verir ki mânâsı "Selâmün aleyküm ey mü'minler diyarı! Biz de inşâallah size katılacağız." demektir.
Kabrin baş tarafından değil, ayakları tarafından gelir ve mümkünse yüzüne karşı durur. Kabirleri ayakta ziyâret etmek ve yanlarında ayakta duâ okumak sünnettir.
Bir hadîs-i şerîfte, "Her kim kabristana uğrar ve orada İhlâs Suresini on bir kere okuyup da sevabını ölülere bağışlarsa, kendisine ölülerin sayısınca ecir verilir." buyurulmuştur.
Kabir ziyâretinde ölülere daha faydalı olmak isterse Yâsin-i Şerîf'i okur. Çünkü hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "Her kim kabristana girer de Yâsin Sûresi'ni okursa, o gün Allah kabirdekilerin azablarını hafifletir. Okuyana, oradakilerin sayısınca sevap verilir."
"Kur'ân-ı Kerîm'den kolayına geleni; Fâtiha'yı Şerîfe'yi, Bakara Sûresi'nin baş tarafını 'müflihûn'a kadar; Âyetü'l Kürsî'yi. Âmenerrasûlü'yü, Yasin-i Şerîf'i, Tebâreke. Tekâsür sûrelerini ve İhlâs Sûresi'ni on bir yahut yedi veya üç defa okuyabilir. Bundan sonra "Yâ Rabbî! Okuduğumuzun sevâbını fülana veya burada yatanlara ulaştır!" diye duâ eder.
İbn Hacer Mekkî'ye "Bir kimse bütün kabristandakiler için bir Fâtiha okusa, sevâbı onlara taksim edilir mi yoksa her birine bütün birer Fâtiha sevâbı mı verilir? diye sorulmuş da "Bir âlimler cemâati bütün birer Fâtiha sevâbı ile fetvâ verdi." cevâbını vermiştir.
İnsan namaz, oruç, sadaka ve sâir amellerinin sevâbını başkasına bağışlayabilir. Hattâ nafile sadaka veren kimsenin bütün mü'mınlere niyet etmesinin daha faydalı olduğu bildirilmiştir. Çünkü bu onlara erişir ve sevâbından hiçbir şey eksilmez. Ehl-i Sünnet Ve'l-Cemâat'in mezhebi budur.
Âlimlerin, "İnsan, amellerinin sevâbını başkasına bağışlayabilir." sözüne, Peygamberimiz (s.a.v.)'e bağışlamak da dâhildir. O bizi dalâletten kurtardığı cihetle buna daha lâyıktır. Bunda bir nevi teşekkür ve kadirşinaslık da vardır.
Kâmil, kemâlin ziyâdesini kabul eder.