Header Ads

Kur’an’ın, bozulmuş olan Tevrat ve İncillerle takviye edilmesine ihtiyacı mı var? (Suat Yıldırım'ın meali)

Suat Yıldırım'ın meali
Suat Yıldırım'ın meali


Kur’an’ın, bozulmuş olan Tevrat ve İncillerle takviye edilmesine ihtiyacı mı var? (Suat Yıldırım'ın meali)



Ceviz Kabuğu programında, Dinlerarası Diyalog konuşuldu. Konuşmacılar, yeni çıkan "Dinlerarası Diyalog İhaneti" kitabının yazarı, Prof. Yümni Sezen ile Bayraktar Bayraklı idi. Yaşar Nuri ve Prof. Suat Yıldırım da telefonla katıldılar.



Konuşmalar, Suat Yıldırım’ın hazırladığı mealdeki dehşet verici yanlışlık üzerinde yoğunlaştı. 



Mealdeki bu yanlış ne?



Suat Hoca, ayetlerin manasından sonra, İncil ve Tevrat’ta o ayetin manasına uygun bulduğu yerleri not olarak veriyor. Yani, “Bu mana İncil ve Tevrat’ta da şu şu yerlerde var, oraya yakınız” dercesine okuyucuyu İncil ve Tevrat’a yönlendiriyor. Büyük hata! 



Kur’an’ın, orijinalliği bozulmuş olan Tevrat ve İncillerle takviye edilmesine ihtiyacı mı var! Eskiden, adet şuydu: Ayetin manasından sonra, “Bu hususta Peygamberimiz de böyle buyuruyor” denilerek bir-iki de hadis verilirdi. Şimdi ne oldu? Hadislerin yerini İncil ve Tevrat mı aldı da Suat Hocamız böyle yapıyor! Bu kabul edilemez...



Şu da ikinci bir dehşet: Meğer müslümanlar Kur’an’ın 14 asır önce yaptığı en büyük ekümenik (evrensel) çağrının önünü tıkamışlar da, müslümanların tıkadığı bu çağrıyı 1962’de Katolik kilisesi başlatmış. Bu tesbiti yapan da değerli ilim adamı Suat Yıldırım hoca imiş…




Şimdi bu ne demek? Bu, resmen Müslümanların tıkadığı Kur’an çağrısının önünü Katolikler açtı demek. Açıkça, Müslümanları suçlayıp Hıristiyanları övmek... 



Peygamberimiz’e karikatürlerle hakaret etmekte yarışan Katolikler, Kur’an çağrısının önünü açmış ha! Pes! Azgın gavurları bu kadar cici göstermenin manasını bilen beri gelsin…



Alın size üçüncü şok! Efendim, 11 Eylül’de ABD’de ikiz kulelerin yıkılmasından sonra, Avrupa’daki Müslümanlara zarar gelmesin diye, kilisenin baş papazları Avrupa’daki bütün camilerde 24 saat nöbet tutmuşlarmış… Yapmayın! Bu kadar atmaya sebep ne?

Bu kuyruklu yalanı, hastalık derecesinde Hıristiyan aşığı olmayan uydurabilir mi?


Ceviz Kabuğu programına dönelim. Yaşar Nuri, Yümni Sezen ve Bayraktar Bayraklı, okuyucusunu adeta İncil ve Tevrata yönlendiren Suat Yıldırım mealine şiddetli ve haklı tenkitler yönelttiler. Hani dilimizde, kedi olalı nihayet bir fare tuttu diye bir söz var ya, Yaşar Nuri aynen öyleydi. Yerinde ve ağır tenkitler yaptı. Suat Hoca’ya ise sadece kekelemek düştü ve mat oldu. Ama, esas mat olan kendisi değil, İncil ve Tevrat atıflı mealiydi... 



14 asırdan beri yazılagelen İslam itikad (inanç) kitaplarına göre, Hz. İsa, dünyanın sonunda yeryüzüne inecek ve –peygamber olarak değil- Peygamberimiz’in bir ümmeti olarak yaşayacaktır. Bu gerçek, iki grup tarafından hep istismar ediliyor.



 a) Hz. İsa’nın geleceğini söyleyerek, onun üzerinden Hıristiyanları cici göstermek isteyenler,

 b) Bu mesele kitaplarda açık açık yazıldığı halde, akılları almadığı için kabul etmeyen/edemeyenler…


Bahsettiğimiz programda b şıkkındaki istismar yaşandı. Suat Hoca cevap vermekten aciz kalınca, hem Yaşar Nuri hem de Bayraktar Bayraklı, onun üzerinden Hz. İsa’nın yeryüzüne ineceği meselesini istismar edip, bindirdikçe bindirdiler. 



Yaşar Nuri, “Hz. İsa’nın yeryüzüne ineceğine dair bir çok hadis var” diyen Suat Hoca’ya karşı, “Hadis, hadis…” diyerek, “Ne öyle hadis deyip duruyorsun” demeye getiriyordu. Bir de soruyordu: “O hadisler mütevatir mi?” Yani, istismarcıların şahı olduğunu gösteriyordu. Zira başka bir Ceviz Kabuğu programında, “Sadece bir tane mütevatir hadis var” diyen kendisiydi. “Hadisler, Kur’an gibi korunma altında değildir” diyerek, zihinlere şüphe serpmeye devam etti. Bu tavrıyla, eski Yaşar Nuri olduğunu gösterdi.



“Konuştuğu insan, gözünün içine bakmadığı zaman konuşamama hastalığı” bulunan Bayraktar Hoca ise başka alem… Nice Allah kullarının, Allah korkusundan göz yaşı döktüklerini herkes bilir. Kitaplarda yazılanları yok sayarak, “Allah’tan korkulmaz. İnsan annesinden korkar mı!” diyen Bayraktar Bayraklı’yı uzun uzun anlatmaya ihtiyaç olmasa gerek.



 Ali Eren



Gazeteci-Yazar
Blogger tarafından desteklenmektedir.