Header Ads

Özgür(!) Libya'ya Hoşgeldiniz: Petrol ve Güvenlik Yok, Suikastler Zirvede

Özgür(!) Libya'ya Hoşgeldiniz: Petrol ve Güvenlik Yok, Suikastler Zirvede
Özgür(!) Libya'ya Hoşgeldiniz: Petrol ve Güvenlik Yok, Suikastler Zirvede





İngiliz Ekonomist dergisi, geçen Cuma günü yayınlanan  sayısında, Libya'da kötüleşen gidişatı yazmış. Dikkatimi çeken ifade, başkent Trablus'ta bir kafede bulunan afişten şaka ile karışık aktarılan cümleydi: ''Cennete giden tek yol havaalanından geçer.''

Bu masum nükte, NATO'nun yardımı ile diktatör Muammer Kaddafi rejimini deviren devrimcilerin özgürleştirdiği Libya'nın ciddi anlamda kötü olan durumunu özetlemektedir.


Libya'dan Londra'ya gelen ve birçoğu ile görüştüğüm kimseler, akıl almayacak şeyler anlatıyorlar. Başkentte haftalardır ne su ne de elektrik varmış. Silahlı militanlar ise, hiç bir alanda hiç bir etkisi görünmeyen bir hükümetin olduğu Libya'da yüksek ve kabul edilen söze sahipler. 

İki yıl önce Fransız ve İngiliz iş adamları, sevinçle ellerini ovuşturarak, Libya'ya uçmak üzere bavullarını hazırladılar. Libya'ya, ülkenin yeniden inşasına ''yardım etmek'' ve yıllık 60 milyar dolara ulaşan petrol gelirlerinden yararlanmak için gelmişlerdi.

Şu an Libya'da yabancı ne bir işadamı ne de tek bir müsteşar bulunuyor. Rejimin devrilişinden sonra, NATO ve devrimcilerin ''zaferini'' gece gündüz veren Batılı televizyon kanalları, El-Cezire ve Al-Arabiya'da şimdilerde Libya ile ilgili hiç bir şeye ulaşamazsınız.

Petrol, NATO müdahalesine yol açan ana faktörlerden biriydi. Kuyu korumalarının ve petrolün ihraç edildiği limandaki görevlilerin, düşük maaşları protesto ettiği ve Burka'daki (Bingazi'de) petrol rezervlerinin çoğunlukta olduğu bölgede özerklik isteyen ayrılıkçı hareketlerin taleplerine cevap olarak yapılan gösterilerden beri petrol üretimi tamamen durmuş durumda.
--
Militanlar petrol kuyularını ve petrolün ihraç edildiği limanı ele geçirmiş ve büyük miktarlarda satış yapmaya başlamıştı. Başbakan Ali Zeydan'ın, limanlara gayri meşru şekilde petrol taşımak için yanaşmaya çalışacak tüm gemileri karadan ve havadan vurmakla tehdit etmesi ile militanların karaborsada yaptığı satış durdu.

Fransa ve İngiltere, ana müttefikleri olan Amerika'nın Irak'ta yaptığı gibi, Libya'ya refah ve istikrar getirecek bir modelden övünerek bahsetmişti. Bunun yanında çoğu diktatörlük yönetimi altında olan ülkeler askeri müdahale için teşvik edici mesajlar gönderiyordu. Ve işte Libya en kötü siyasi çöküş ve güvenlik kaoslarından birini temsil ediyor.

Siyasileri ve  gazetecileri hedefleyen suikastlar ''Libya Bugün'' için en olağan haberler haline geldi. Hatta bu cinayetleri soruşturma, denetleme ve parmağı olanları bulma yükümlülüğünde olan Albay Yusuf Ali Alasifr, 29 Ağustos'ta aracının altına yerleştirilen bomba ile suikasta maruz kalmış ve paramparça olmuştu.

Sadece bir kaç gün önce Libya Dış İşleri Bakanlığı önünde meydana gelen büyük patlama binayı bir toprak yığınına dönüştürdü. 20 gün önce güvenlik güçleri, 500'den fazla kişinin bulunduğu hapishaneyi bastı. Tutuklular, neyle suçlandıklarını bilmemeleri ile birlikte yargı önüne de çıkarılmadıkları için açlık grevine başlamıştı. Aralarında 2 yıldan fazla bir süredir parmaklıklar ardında suçunu bilmeden çürümeye bırakılmış insanlar var. Güvenlik güçlerinin silah kullanması sonucunda 18 kişi ağır yaralandı.

Libya İç İşleri Bakanı Muhammed El-Şeyh, sorumlu olduğu görevleri yerine getirmesine engel olan koşullar yüzünden istifasını sundu.

Ülke, bölgelere ve kabilelerin yerleşim esasına dayanarak parçalanma yolunda. Güneyde de Berberiler var. Halk çok kızgın. Özellikle Bingazi'de, silahlı militanların (Libya Kalkanları Militanları) merkezi önünde, militanları ve silahlı kaosu protesto için yapılan gösteriyi bastırmak amacı ile silahların kullanılması ile 31 sivilin ölümü halkın öfkesini zirveye taşımış durumda. Bu arada unutmadan  Libya güney bölgelerinin çoğunluğu hükümetin kontrolü dışında ve ''tehlikeli mıntıkalar'' diye ilan edilmiş durumda.
---
Enerji Meclis Komisyonu üyesi Süleyman Kecam, Bloomberg Haber Ajansına verdiği demeçte, günlük 1.4 milyon varilden 160 bin varilin altına inen petrol üretimi ardından hükümetin, şu an finansal rezervleri kullanarak ayakta durduğunu söyledi. Bu durum bu şekilde devam ederse de gelecek yılın başlarında memurların maaşlarını veremeyecek vaziyete geleceklerini belirtti.

Önceki rejim, daha önce milyonlarca defa belirttiğimiz gibi, diktatöryal, baskıcı ve yozlaşmış bir rejimdi. Lakin özellikle birçok ''uygar dünya ülkesi'' tarafından ''özgürleştirilen'' Libya'nın, bugünkü gidişatı, yolsuzluklar, hırsızlıklar ve güvenlik eksikliği kabul edilemez.

Libya Dışişleri Bakanı Sayın Muhammed Abdülaziz, geçen haftalarda gündemde olan Amerikan saldırısını görüşmek üzere bir araya gelen Arap Dışişler Bakanları toplantısında söyledikleri ile herkesi şaşırtmıştı. Bakan, uluslararası meşruiyeti olmayan, Suriye'ye karşı herhangi bir Amerikan müdahalesine karşı olduğunu söyledi. Bakan ve Libyalıların çoğu, dış müdahalenin sonuçlarını gözleri ile görmüş olduklarından böylesi bir müdahale karşısında fikirlerini değiştirmiş durumdalar.

Çev: Hasan Sivri
Blogger tarafından desteklenmektedir.