Header Ads

"Artistlere taş çıkartan emekli vaiz"

Fethullah Gülen
Fethullah Gülen


Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç'ın Fethullah Gülen hakkında yazdıkları ortalığı karıştıracak.

Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç'ın bundan 22 yıl önce Vahdet dergisinde 11 Şubat 1991 tarihinde Fethullah Gülen için "Artistlere taş çıkartan emekli vaiz" yazdığı ortaya çıktı.

İşte Bulaç'ın şok ifadeleri:

***


Ağlayan ve Ağlatan Hoca
Bu yazıyı kaleme aldığımızda Körfez Savaşı 3. haftasını doldurmuş oluyordu. Bu geçen süre içinde Amerika ve müttefiklerinin Irak'ın yerleşim bölgeleri, askeri ve ekonomik hedefleri üzerine yağdırdıkları bomba sayısı çoktan 200 bini aşmış durumdaydı. Gece gündüz, günün
her saatinde 600 uçak havalanıyor, Adana-İncirlik ve Dahran'dan gidip Irak üzerine ölüm yağdırıyor...

Bu katliama karşı kim suskun kalabilir?...

...İnsanlar bu vahşi savaşa, bu soykırıma tepki göstermeye başladılar, sokaklara dökülüp, Amerika ve müttefiklerini lanetlediler. Türkiye'de hükümet çevrelerinin bu haklı (tepkilerden) büyük rahatsızlık duyduğu anlaşılıyor. Hemen karşı propagandaya geçildi ve Körfez Savaşı'nın Hıristiyanlarla, Müslümanlar arasında süren bir savaş olmadığını etrafa yaymaya başladılar, önce devletin memuru Diyanet İşleri Başkanı bir demeç verdi.

Ardından "ağlayan ve ağlatan hoca"ya, "Türkiye vaizi" statüsüne çıkartılan emekli bir vaize merkezi camiler tahsis edilerek Saddam Hüseyin aleyhinde vaazlar verildi.

Dün Irak-İran savaşında Ayetullah Humeyni'nin zulmüne karşı gelen Saddam Hüseyin'in erdemlerinden dem vuran Hoca, şimdi yukarıdan aldığı direktifler doğrultusunda, Saddam Hüseyin'in kafirliğinden, işlediği zulümlerden bahsetmeye başladı.

Bu artistlere taş çıkartacak profesyonellikle ağlayarak ve ağlatarak, üstelik Rasulullah (s.a.v.) adına saçma sapan rüyalar uydurarak, saddam aleyhtarlığı yapan Hoca'nın sözlerinden çıkan
sonuç Amerika'nın bölgede yaptıklarından dolayı kınanamayacağı, bu yüz kızartıcı bombardımanlardan mazur görüleceği sonucudur. 

Ben kişisel olarak bunu yadırgamadım; çünkü adamlar birilerini besliyorlarsa, bunun bir bedeli vardır. Şimdi bu bedeli ödemelerinin tam zamanıdır...

...Bunlar "zihn-i müşevveş" kimseler değildir, tam aksine "muallem" kimselerdir...

...Hani Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dünya müslümanlarını bir vücuda benzetmişti; hani bir organa bir diken batsa diğer bütün organlar rahatsız olurdu? Irak'ta bir organımıza diken batmıyor, adeta koparılıyor.

Ey ağlayan ve ağlatan Hoca! Biraz da bu hadisi hatırlayıp bundan söz etsene!.."

Ali Bulaç

11 Şubat 1991 Vahdet







Blogger tarafından desteklenmektedir.