Header Ads

Tek eksiğimiz tesettür mü? Özgecan Aslan hadisesi hakkında gereksiz tartışılıyor.


Özgecan Aslan, tesettür, kadın istismarı, Cinayet, tecavüz,



Boş boş tartışıyorlar. 


Gayri islami bir yaşam nedeni ile felakete sürüklenmiş bir genç kızın vebalini bile Müslümanlara yıkmaya çalışıyorlar. Ahlaklı, haya sahibi, Allah'tan ve kul hakkına girmekten korkan, bir canı haksız yere öldürünce bütün bir insanlığı öldürmüş kadar büyük günah olduğunu bilen müslümanları böylesine iğrenç bir hadisenin asıl müsebbibi göstermeye çalışıyorlar. Sanki bir müslümanın gözünden bakılınca bu üzücü olayın tek sebebi "maktulenin tesettürlü olmaması" imiş gibi, kendi takıntıları ile yorumlar yapıyorlar. Gece gündüz kafaları ayık olmayan. türlü türlü akıl giderici maddeler kullanan, aile ve akrabalık bağları minimize olmuş, bu güne kadar kendilerine de topluma da bir faydaları görülmemiş, bu güne kadar kaç karşı cinsle evlilik dışı ilişkiye girdiğini de, sosyal düzeni nasıl bozduğunu, muhatabına ve topluma nasıl bir zarar verdiğini de bilemeyen, kalbini/gönlünü ve haya duygusunu yitiren düşük tipler, kendilerinden beklenecek bir tavrı sergiliyorlar.

Bizim açımızdan mesele sadece tesettür meselesi değil. Biz her fırsatta medenice izah ediyoruz. Tesettürlü bir kadın ile mü'min bir erkeğin bile, aralarında üçüncü bir kişi geçecek kadar boşluk bırakmaları farz. Her ne bahane ile olursa olsun, her nerede olursa olsun, bundan daha yakın olmaları haram... Zina haram olduğu gibi, zinaya götüren her şey haram. El tokalaşması da haram. Kadının koku sürünmesi de haram. Neden? Çünkü bu durum bu insanları kısa bir süre sonra cinsi etkileşime götürür. Onlar da tesettürlü bir kadına otobüste yapılan bir tacizin fotosu ile aklanıp paklanmaya, kendilerini çok medeni ve bizleri de gerici göstermeye çalışıyorlar. Biz diyoruz ki, yarı çıplak bir kıyafet ile, daracık bir pantolon, incecik bir bluz, dikkat çekici bir göğüs dekoltesi ile, on metreden alınabilen bir parfüm kokusu ile ve de aile fertlerinden hiçbir kimse yanında olmadan, kapalı bir odada bir doktor ile bir genç kızın bir arada olması haram olduğu gibi, tesettürlü bir kadının da bir başına, yabancı bir doktorla, parfüm kokuları ile, rahat kaş, göz ve dudak hareketleri ile bunu yapması da haram. Tacizin ve tecavüzün önüne geçilmesi için lazım olan tek şey tesettür değil... Birbirine nikah düşen bir kadınla bir erkeğin kapalı bir mekanda bir arada durmaları haram. Kadın tesettürlü de olsa haram. Bunlar bir günah işlemeseler bile sopa cezası ile cezalandırılırlar. Çünkü o sefer bir günah işlenmemişse de çok yakında mutlaka işleyecekler. Ateşle barut bir arada durmayacağı gibi kadınla erkek de durmayacak.  

Mesele sadece tesettür değil... Mesele algı bozukluğu... Mesele din duygusu, ahlak duygusu ile ancak doldurulabilecek devasa iç sıkıntısının, inatla ideolojiler ile, felsefe ile, psikologlar ile, terapiler ile, türlü tedaviler yöntemleri ile, türlü ilaçlar ile, türlü uyuşturucu ve alkol ihtiva eden maddeler ile, sürekli değiştirilen karşı cinsten arkadaşlar ile doldurulması gayreti... Dünya tarihi boyunca hiç kimse ve hiçbir yönetim şekli, sırf dini sebeplerle yoktan var edilmiş ve hayat verilmiş insanın, dinden ve manevi ilimden-terbiyeden başka bir şeyle bu boşluğunu doldurmasını sağlayamadı. 

Ben katillerin en ağır cezalar ile cezalandırılmasının da hukuka aykırı olduğu kanaatindeyim. Çünkü en başta mevcut sistem, böyle bir felakete götüren sebepleri ortadan kaldırmadı. Yargının ilk vazifesi suça ceza kesmek değil, suça mani olmaktır. Suça götüren her şeye mani olmaktır. Katillerin uyuşturucu madde ve alkol kullanmasına mani olamaması, bu maddelerin piyasada rahatça bulunmasına mani olamaması, en başta bu maddeleri üreten, dağıtan ve satan kişilere mani olamaması, ayrıca maktulenin tahrik edici yaşam tarzına ve kıyafetine mani olmaması, yargının-devletin suçudur. Nihayetinde katiller yine katildir ama bunlar katiller açısından da hafifletici unsurlardır.

Haydi şimdi boş boş tartışmasınlar. Bir türlü ayık ve sağlıklı olmayan kafaları hukuka, ilme falan basmaz ama en azından tecavüze uğrayanların kaçı gerçek anlamda tesettürlü hanımefendiler ve kaçı gerçek anlamda diğer islami kurallara uyan ve insanın hayvandan daha vahşi olabileceğini bilip tedbir alan kişilermiş meydana sersinler ve de bilimsel bir veri oluşsun. 

Ve hiç kimse Allah'tan da daha merhametli imiş gibi tavırlar takınması. Samimiyetsizce timsah göz yaşları dökmesin. Allah kimsenin başına sebepsiz felaket vermez. Allah kimseye mühlet vermeden bela da vermez. 

Blogger tarafından desteklenmektedir.