Header Ads

Modern tıp en çok kâr getiren sektörlerden birine dönüştü ve sürekli yeni yeni hastalıklar uyduruluyor.

Modern tıp en çok kâr getiren sektörlerden birine dönüştü ve sürekli yeni yeni hastalıklar uyduruluyor.



Modern Tıbbın Son Numarası: Aşırı Teşhis

Milyonlarca insana her gün modern tıbbın sağladığı imkânlarla teşhis konuyor, dertlerine çareler bulunuyor.

Milyonlarca insan bu sayede sağlıklı ve uzun bir hayat sürüyor ama modern tıp kusursuz ve sütten çıkmış ak kaşık da değil.

Modern tıbbın pek çok hatası, eksiği, suçu ve hatta günahları da var.

Modern tıp, her geçen gün hızla ancak parası olanın faydalanabileceği dünyanın en çok kâr getiren sektörlerinden biri hâline dönüşüyor.

Modern tıp ilaç endüstrisinin esiri olmuş durumda: Tedavi seçimi, süreleri, dozlar ilaç endüstrisinin kurmayları tarafından belirleniyor.

Yeni ilaçlar için uydurma hastalıklar geliştiriliyor.

Hastalar değil laboratuar bulguları tedavi ediliyor.

Birçok hastalığın ilacının tabiatta olduğu görmezden geliniyor.

Koruyucu ve önleyici hekimlik unutturulmaya çalışılıyor.

Hayatın menopoz, ergenlik, gebelik gibi dönemleri mutlaka ilaç alınması gereken hastalıklara dönüştürülüyor.

Sağlık piyasalaşıyor; hasta-hekim ilişkisi satıcı-tüketici ilişkisine dönüşüyor.

Aşırı teşhis nedir?

Modern tıbbın son senelerde zararları giderek daha iyi anlaşılan ve mutlaka çözüm bulunması gereken yanlışlarından biri de ‘aşırı teşhis’.

Aşırı teşhis, bir kimsede herhangi bir belirtiye yol açmayacak, ona bir zarar vermeyecek veya onun ölümüne sebep olmayacak bir hastalığın teşhisi demek.

Bunda ne var, bir insandaki hastalığın teşhisinin neresi kötü diye düşünebilirsiniz ama durum hiç de sandığınız gibi değil.

1: Hastalıkların teşhisinde kullanılan yöntemlerin ölüme kadar gidebilen riskleri var.

2: Aşırı teşhisin peşinden ‘aşırı tedavi’ geliyor. Farkında bile olmayacağınız bir hastalık için ilaç kullanmanız, radyoterapi olmanız veya ameliyat edilmeniz gerekiyor.

3: Teşhis ve tedavilere harcanan paralar boşa gidiyor.

4: Birçok insan kendisine hiçbir zarar vermeyecek aşırı teşhis yüzünden strese giriyor, uykuları kaçıyor, huzuru bozuluyor, hasta oluyor.

Aşırı teşhis ve aşırı tedavi, sağlam insanları hasta ederken, cepleri ve sosyal güvenlik kurumlarının kasalarını da boşaltıyor.

Bu işten en kazançlı çıkan ise elbette başta ilaç ve tıbbi alet-edevat-malzeme endüstrisi olmak üzere hastaneler ve doktorlar!

Tıp sağlıklı insanları hasta ediyor

Gelip geçici şikâyetleri tedavi edilmesi gereken hastalıklar hâline çevirmekle ve her hastalığı mutlaka ilaçla, ameliyatla tedavi etmekle yetinmeyen modern tıp kendine sağlıklı insanlar arasından da hasta bulmaya çalışıyor.

Aşırı teşhis ve aşırı tedavi için “Tıp, hastaları tedavi etmekten adeta sağlıklıları hasta etmeye doğru kayıyor” diyenlere hak vermemek mümkün değil.

Son senelerde dünyanın muteber tıp dergilerinde aşırı teşhis ve aşırı tedaviyi tenkit eden araştırmalar, makaleler ve kitaplar yayınlanıyor.

Şu ifadeler ünlü tıp dergilerindeki makalelerden: Aşırı teşhis önemi giderek artan bir halk sağlığı problemi oluyor. Aşırı teşhis hakkındaki endişeler gerçek oldu.

Aşırı Teşhisleri Önleme Kongresi yapılıyor

Aşırı teşhisin ulaştığı noktayı en iyi gösterecek delil ise 10-12 Eylül 2013 tarihlerinde dünyanın ilk “Aşırı Teşhisleri Önleme” kongresinin yapılacak olması.

Kongre, The Darmouth Institute for Health Policy and Clinical Practice ev sahipliğinde dünyanın en muteber tıp dergilerinden olan British Medical Journal (BMJ), Avustralya Bond Üniversitesi ve önemli bir sivil toplum kuruluşu olan Consumer Report’ un ortaklığıyla düzenleniyor.

Kongrenin sloganı ise “Çok fazla tıbbın zararlarını geriye sarmak”.

Aşırı teşhis edilen hastalıklar

Aşırı teşhis edilen hastalıklar listesinde meme, prostat, rahim ağzı ve tiroit kanserleri ilk sırada geliyor.

Amerikan Kanser Enstitüsü’ nün 17 senelik Kanser Tarama Araştırması’ nın en önemli sonucu taramanın prostat kanseri teşhisini artırdığını ama kansere bağlı ölümler üzerine bir tesiri olmadığını ortaya koyması oldu.

Tarama ile teşhis edilen meme kanserlerinin ortalama üçte birinin zararsız olabileceği tespit edildi.

Kolon kanseri taramalarının bile sanıldığı kadar hayat kurtarıcı olmadığı, bu çalışmaya katılanların genel popülasyondan daha sağlıklı oldukları ve bunların kolon kanserinde ölme ihtimallerinin daha az olduğu dile getiriliyor.

Kanada’ da yapılan bir araştırma astım teşhislerinin üçte birinin yanlış olabileceğini ortaya koydu.

Erken diyabetin aşırı teşhis ve tedavisi, otizmin tarifinin çok geniş kapsamlı olması, çocuklarda kolesterol taramaları hakkında da endişeler var.

Gelecekte kırık riski düşük olan kadınlara osteoporoz tedavisinin faydadan çok zarar verdiği iddia ediliyor.

Aşırı teşhisi sağlayan yöntemler ise kan tahlilleri veya radyolojik yöntemlerle yapılan ‘taramalar’ ile ‘hastalık tariflerinin genişletilmesi’ ve ‘sınır değerlerin daraltılması’ dır.

* Giderek daha fazla insanın canını yakacak olan modern tıbbın bu son numarasına karşı dikkatli olmalı ve tuzağa düşmemelisiniz.

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

iyibilgi, 10/09/2012

***

İlaç şirketleri yeni hastalık icat ediyor

İngiliz Times'ın haberine göre, ilaç şirketleri ürünlerini daha çok satabilmek için basit sorunları ve hastalığa yol açabilecek semptomları hastalık olarak tanıtıyor.

İlaç şirketlerinin bazı hastalık belirtilerini hastalık gibi tanıtarak ürün sattıkları iddia ediliyor. Araştırmacılar bu eğilimin tehlikeli sonuçlarına dikkat çekiyor

İngiliz Times gazetesi bilimadamları tarafından yayınlanan "Public Library of Science Medicine" isimli dergiye dayandırdığı dünkü haberinde, ilaç şirketlerinin kendilerine çıkar sağlamak amacıyla "basit sorunları ya da hastalığa yol açabilecek semptomları" birer hastalık gibi tanıttığını ve bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini yazdı. Derginin özel baskısında Avustralya'nın Newcastle Üniversitesi'nden David Henry ile Avustralyalı gazeteci Ray Moynihan'ın beraber kaleme aldıkları araştırma, çok ilginç sonuçları ortaya çıkardı.

'TIBBİ ZARAR VERİYOR'

Araştırmada, "Şirketlerin yarattığı hastalıklar kendileri için büyük bir kaynak oluştururken, insanları hastalara dönüştürüyor. Ve bunlara tıbbi olarak zarar veriyor" yorumu yapıldı. Bu tarz tuzaklara düşmemek için özellikle doktorlara ve hastalara büyük görev düştüğünü ifade eden araştırmacılar, hastalıklara karşı yapılan kampanyaların ardında ilaç şirketlerinin olduğunu, bu yüzden bu kampanyalara şüpheyle bakılması gerektiğini söylüyor. Özellikle cinsellikle bağlantılı sorunların ilaç şirketleri tarafından çıkar amaçlı kullanıldığının kaydedildiği araştırmada, kadınlardaki cinsel isteksizliğin yeni bir sektör yaratmakta kullanıldığı belirtildi

Araştırmada yer alan "sahte" hastalıklar

Menopoz: Kadın yaşamının normal evrelerinden biridir. Menopozda libido azalması normaldir.

Çekingenlik: Psikolojik sorun olduğu izlenimi verilerek tedavi için anti-depresan öneriliyor.

Kolesterol seviyesi: Risk faktörü olmasına rağmen kendi başına bir hastalıkmış gibi gösteriliyor.

Osteoporoz: Menopoz öncesi kadınlardaki kemik incelmesi sadece kırılma riski olduğuna işarettir.

Cinsel işlev bozukluğu: İlaçların, "sağlıklı" kişilerin de cinsel gücünü artırdığı izlenimi veriliyor.

Sabah, 12/04/2006

Blogger tarafından desteklenmektedir.