İŞTE YOBAZLIK BUDUR. Sabetaycı Adnan Menderes'e dua etmezsek namazımız kabul olmayacakmış...
Yobaz, bir fikre, bir düşünceye ya da inanca aşırı derecede bağlanan, bağlandığı bu görüşü çürüten somut ve görmezden gelinmesi mümkün olamayacak onlarca hatta yüzlerce delili bile görmek istemeyen kişiye denir.
Cübbeli diye anılan Ahmed Mahmud Ünlü'nün ve cemaatinin, çarşaf, mürşidlik, müceddidlik, Refah partisi, Erbakan, İslami parti, Türkiye'nin İslam devleti ilan edilmesi, uydurma hadislerle bile bile amel edilmesi v.s. yobazlıklarına dair daha önce çok kere kalem oynatmış, yazılar yazmıştım. Bu hususların hepsinde hakikati apaçık gözler önüne seren kesin deliller bulunmasına rağmen inkar edip yobazlıklarına devam ediyorlar.
İşte bu şekilde hareket ettikleri hususlardan biri de Adnan Menderes... Bu onlar için öyle bir konu ki, bu konudaki gerçekleri kabul etmeleri halinde ne Ali Haydar Efendileri, ne Mahmud Efendileri, ne de tarikatçılık, mürşidlik, müceddidlik oyunları kalıyor meydanda... Her şey temelinden o anda yıkılıyor. Bu yüzden olsa gerek, yobazca bir tavrı, hakikati ısrarla görmeme ve kendi yanlışında aşırı derecede ısrar tavrını sergilemeye devam ediyorlar.
Oysa Adnan Menderes'in gerçekte kim olduğunu, nasıl bir Türk ve Müslüman düşmanı olduğunu, "Müslüman kurtarıcı" kimliğine büründürülen Sabetaycı bir gizli Yahudi ve aynı zamanda ABD'nin ve Masonların adamı olduğunu yıllardır ispatları ile yazıp yayınlıyorum. Benden başkaca da yazanlar var. Hatta gazeteci Gürkan Hacır da Menderes'in oğlu Aydın Menderes'e gidip doğrudan sordu "Bu iddialar doğru mu?" diye... "Evet doğru. Bana sorulsa idi, daha fazlasını da anlatırdım" diye cevap verdi. Yani öyle bir manzara var ki meydanda, Menderes'in öz oğlu bile siyasi kimliğine ve duruşuna rağmen bu gerçekleri itiraf etti.
Atatürk ilke ve inkılapları adı ile anılan İngiliz-Mason-Siyonist inkılapları ülkemizde bütün şiddeti ile uygulanıp, sokakta cübbeli ve sarıklı biri görüldüğünde ikaz etmeden ateş edilmesi emrinin bile verildiği (ki ispatları var bu hususun) bir dönemde 25 yıl, evet 25 koca yıl doğru düzgün evinden bile çıkamayan, en yakınlarına bile ilim öğretmeyen, zahiren İslam alimi olduğu halde bu feci manzarayı, memleketin ve milletin topyekun İslam'dan uzaklaştırılması felaketini seyretmekle yetinebilen Ali Haydar Efendi'nin kendini mürşid zan etmesi ve başkaları bu zulmü zayıflattıktan, canı pahasına korkmadan mücadele edip her bedeli ödeyip medrese usulü ile İslami ilimleri öğrettikten, İslami ilimlerin ve İslam'ın yok olmasına set çektikten sonra, başını, gömdüğü evden kaldırıp bunu Menderes yaptı zan etmesi ve onu methetmesi gayet tabii bir durum...


Düşünün, bir değil, beş değil yirmi beş yıl korkarak başınızı gömdüğünüz evden çıkamazsanız akı kara, karayı da ak görebilirsiniz. Ya peki bu kadar zayıf, aciz, Osmanlı'nın verdiği yaklaşık beş milyon şehitten bir tanesi kadar, bir er kadar dik duramamış biri iken, kendi memleketinizde neler döndüğünü bile bilmiyor iken nasıl bir de kendinizi mürşid ilan edip bir de kendinizden sonra sizinle aynı kafadaki Mahmud Efendi'ye bir de yazılı da değil sözle icazet verebilirsiniz? Gerçekte bu muzafferiyeti elde eden, hiçbir şeyden korkmayıp geri durmayıp hizmet eden gerçek mürşid-i kamil Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.), sizi ikaz edip "Efendi! Sen mürşid değilsin. Mürşidlik iddiandan vazgeç" dediği halde nasıl bu iddiaya devam edebilirsiniz? Bu tiyatronun sonu nasıl olur? İşte günümüzde bu cemaatin geldiği hale bir bakın ve görün.
Evli kadınları kocalarından çekip alan, bu kadınlarla kendi evlerinde, kocaları da evlerinde iken, gündüz vakti zina etmeye devletin başbakanlık araçları ve eskortları ile giden...
"Karını boşa, ben alacağım" diyen, bazen bir gecede 8-10 fahişenin kendisini eğlendirdiği, aynı anda sekiz-on metresi bulunan, bunların bir kaçı evli ve kocalı olan...
Doğan veled-i zinasını öldürtüp boşbakanlık aracı ile gizlice bir mezarlığa gönderip gömdüren...
Etrafındaki bakanlar ve vekiller de kendisi gibi ülke çapında vurgun, soygun çeteleri kurduğunda itiraz bile etmeyen (mesela bakınız kendisi gibi Sabetaycı gizli Yahudi Fatin Rüştü Zorlu'nun marifleri!)...
Bu milleti kandırıp sömürerek vurgun vurduğu devasa miktardaki paraları bile bir kapıcıya kalan...
Ömrü boyunca Müslüman Türkleri aldatan, yüzlerine başka konuşup arkalarından başka konuşan, "İşte şimdi Müslümanları mahvedeceğim" sözünü söylemiş olan...
Kendisi gibi gizli Yahudi Celal Bayar ile, "Biz şeriatı bir daha ayağa kalkamayacak şekilde gömdük geçtik. Bu serbestliklerimize bakıp da şeriat getirmek niyetinde olanlar boşuna heveslenmesinler" sözünün sahibi Celal Bayar ile aslında hiçbir ayrılığı-gayrılığı-hasımlığı olmayan, milletin başına bela 5816 sayılı Atatürk'ü koruma kanununu onunla birlikte çıkaran...
Daha saymakla bitmeyen rezillikleri ve ihanetleri bulunan bir Adnan Menderes'e, beş vakit namazının arkasından hayır dua etmek, affını dilemek ve ona dua etmeyince namazın kabul olmayacağını iddia edebilmek, cehaletin de ötesinde yobazlıktır. Yobazlığın da ileri derecesidir.
Bakın aslında Menderes kimdi: www.AdnanMenderes.kim