Header Ads

Ekşi Sözlükçülerin içine düştüğü çaresizlik ve acınası hal...

Mehmet Fahri Sertkaya, mfs, akademi dergisi, ekşi sözlük, atatürk, atatürk eşcinsel mi, kemalizm, tarih, gerçek yüzü, gülperi güneş, Türk Guguk Sistemi,


HEZİMET

ÇÖKÜŞ

KESİN MAĞLUBİYET

Bu kadar gün oldu hala adımı vererek ya da vermeyerek mevzuya dair yayınlar yapamıyorlar. Türkiye'de birisi (yani ben Mehmet Fahri Sertkaya) Atatürk'e hakaret iddiası ile 3 yıl 9 ay hapis cezası alıyor, üstelik aynı hakimeden, aynı iddialardan/yayınlardan/kaynaklardan dolayı 2,5 yıl hapis cezası aldıktan ve temyize gönderdikten bir kaç ay sonra bu cezayı alıyor ve basında, medyada, köşe yazarlarında, karikatürlerde, internet haber sitelerinin köşe yazarlarının köşelerinde, sözlük sitelerinde, bloglarda, yani yüzlerce yerde konu olması gereken bu hususa dair nerede ise kimseden çıt yok. Yorum yok, değerlendirme yok.. 'Oh olsun' diyebilen yok. 'Adaletin gereği buydu' diyebilen yok. 'Zaten iddiaları da hep zırvaydı. Kaynakları da hep uydurmaydı. İşte bu meselelerin gerçek yüzü ve gerçek kaynaklar' diyebilen yok. 'Nasıl olabilir. Adam kapı gibi yüzlerce kaynak getirmişken nasıl ceza verilebilir? Bir de böyle mükerrer yargılamalar ile tekrar tekrar nasıl cezalar verilebilir aynı yayınlara, aynı bloglara, aynı sosyal medya sayfalarına?' diyen de yok. 

Bir panik var, bir telaş var ki aman bu adamlar, bu sayfalar, bu bloglar, bu yayınlar, bu gerçekler daha fazla duyulmasın, insanların önüne çıkmasın diye...

Şu ekşi sözlükte bile adıma, bloglarım adına ya da ses getiren bazı paylaşımlarım adına kayıt oluşturuluyor ve sözlük yazarlarının yorumları bekleniyor da, hemen yönetici bir el o kaydı siliveriyor. Ya da orada yapılan yorumlardan işine gelmeyenleri, olumlu yorumları hemen siliyor.

Düşünebiliyor musunuz en az haftalarca çok yoğun bir ilgi ile bu davayı ve cezayı mevzu etmesi gereken ekşi sözlükte bile tık yok.

Bu Türkiye'de pek de görülebilen bir manzara değil ve işte bu, yaptığımız her yayının, karşıtlarımızı aciz bırakacak kesin deliller ile yapılmasından kaynaklanıyor. Arada, nasıl profesör olduğunu hala anlayamadığım ve iki satır yazıyı doğru anlayamayıp aktaramayan ve yorumlayamayan biri, bir iki satır karalamıştı. Ona da gencecik bir takipçimiz ağzının payını verdi. Hatta müdahale etmeyecektim ama "kanıtla konuşacaksınız" şeklinde yazmasına dayanamayıp bir kaç soru ve kaynak linkten oluşan bir mesaj gönderdim de kaç gündür "Denetlenmeyi bekliyor" diyor. Hala o adreste o yorumum bile yok.

Altı yıldır akademisyen tarihçilerin bile cevap veremediği bu kadar kesin ispatlara rağmen temel tarih bilgisinden bile yoksun, şikayete konu yazıları bile okumamış, okusa anlayamayacak, tarih sahasında uzmanlığı olmayan, kaynakları inceleyemeyecek ve buna rağmen bilirkişiye bile başvurmamış, önüne kütüphaneler dolusu kaynak ve ispat da konulsa umursamayacak, damarlarındaki kana kadar Kamalist bir hakimenin, hakime Gülperi Güneş'in (ki ben bu yüzden, hemen duyguları ve öfkeleri ile hareket ettiklerinden, kadınların hakim olmasına karşıyım) hukuku tamamen ayaklar altına alarak verdiği iki ayrı cezaya ümit bağlayanlara da seslenmek istiyorum;

- Hayal dünyasında gemiler yüzdürüyorsunuz. Her zaman olduğu gibi bu da aleyhinize dönecek. Ve sizin devriniz artık bitti.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi


Blogger tarafından desteklenmektedir.