Finans kurumlarının bankalardan farkı yok. Aldanmayın! | Mehmet Fahri Sertkaya
İmam-ı Azam Ebu Hanife hazretlerinin ve kendisi gibi müctehid yaptığı talebelerinin fetvalarına uyun ve şeriat ile idare edilmeyen Türkiye'de, bankalar ile münasebetinizi bu fetvalara göre düzenleyin.
Buna göre, Türkiye'deki devlet bankalarına ve sahibinin gâvur olduğu bilinen bankalara paralarınızı yatırıp, daha sonra faizi ile alabilirsiniz.
Bu alimlerin fetvalarının dayandığı hadis-i şerif de;
➥ "Dar'ül harpte (Şeriat ile idare edilmeyen küfür devletlerinde, müslüman ile gayri müslim arasında) faiz yoktur." şeklindedir.
Bu fetvaları dört hak mezhebin muteber fıkıh kitaplarında kolaylıkla bulabilirsiniz. Osmanlı'nın en büyük hanefi alimlerinin kitaplarında da bulabilirsiniz. İlimde ve takvada devleşmiş şeyhülislamların eserlerinde de kaynakları ve izahları ile bulabilirsiniz.
Bir müslüman, bir küfür ülkesinde, islam hukukuna göre istese de yaşayamaz. İslam hukukunun/fıkhının, küfür devletlerinde nasıl yaşanacağını düzenleyen "dar'ül harp fıkhı" kısmı ile ancak dinini muhafaza edebilir ve dünyevi olarak da güçlenip küfrü yıkabilir. Yoksa Mahmud efendiyi büyük alim hatta mürşid zan eden ehli sünnet kardeşlerimizin içine düştüğü çıkmazlara düşerler.
Bu gibi sözde İslami finans kurumlarının da faizli bankalardan hiçbir farkı yoktur. Faizin adı "kâr payı" konulmuş. Siz bunların yıllardır bir kere zarar ettiklerini gördünüz mü? Ancak bir kâr-zarar ortaklığı yaparak sizinle anlaşıp sizin paranızı toplayıp sizin adınıza değerlendirebilirler. Ama hiç mi zarar etmez bunlar? Bu kadar mı işler rast gider?
Bu sorular üzerine sorgulama yapınca göreceksiniz ki finans kurumları aldıkları-topladıkları paraları bildiğiniz faiz çarkına sokarlar. Büyük bankalarla faiz alış verişi yaparlar.
Türkiye Finans örneğine bakarsak, itikadı bozuk Suudi vehhabiler ile onlarca yıldır islamcı gözüküp şimdilerde iyice deşifre olan ve yahudi oldukları meydana çıkan Ülker'in ortaklığıdır. Hayrettin Karaman gibi birinin fetvaları ile hareket ederler çünkü istedikleri ve işlerine gelen fetvalardır bunlar. Bundan 10-15 yıl önce Karaman'ın fetvalarının dikkate alınamayacağını kimseye anlatamıyorduk ama AKPKK'nin vurgunlarının patladığı, aleme rezil olup ortada kaldıkları bir zamanda, bunca yetim hakkının, kul hakkının, beytül malin hakkının iç edildiğinin açıkça meydanda çıkmasının ardından, böylesine bir partiyi savunmak, korumak ve temize çıkartmak için verdiği fetvaları da gören hiç bir samimi-ihlaslı mü'min daha fazla aldanamadı.
Türkiye'de ve dünyanın hiçbir yerinde, şu an itibari ile gerçek bir İslami finans kurumu yok. Gerçekten şer'i şerife riayet ederek, bu işin hakkını vererek çalışanı yok. Zarar edeni, ortaklarına zarar bildireni yok. Zaten bir kere böyle bir durum olsa, bütün sistem çökecek, bütün ortaklar paralarını birden çekmek isteyecek ve sistem kilitlenecek.
İşte şu anda İmam-ı Azam'ın fetvalarına uyarak devlet bankasından faiz alsanız hiçbir vebali ve günahı olmaz, faiz hükmüne girmez ama bu kurumlarda yaptığınız alış veriş, yaptığınız ortaklık tamamen faiz sistemi üzerinedir.
Bu fetvaları dört hak mezhebin muteber fıkıh kitaplarında kolaylıkla bulabilirsiniz. Osmanlı'nın en büyük hanefi alimlerinin kitaplarında da bulabilirsiniz. İlimde ve takvada devleşmiş şeyhülislamların eserlerinde de kaynakları ve izahları ile bulabilirsiniz.
Bir müslüman, bir küfür ülkesinde, islam hukukuna göre istese de yaşayamaz. İslam hukukunun/fıkhının, küfür devletlerinde nasıl yaşanacağını düzenleyen "dar'ül harp fıkhı" kısmı ile ancak dinini muhafaza edebilir ve dünyevi olarak da güçlenip küfrü yıkabilir. Yoksa Mahmud efendiyi büyük alim hatta mürşid zan eden ehli sünnet kardeşlerimizin içine düştüğü çıkmazlara düşerler.
Bu gibi sözde İslami finans kurumlarının da faizli bankalardan hiçbir farkı yoktur. Faizin adı "kâr payı" konulmuş. Siz bunların yıllardır bir kere zarar ettiklerini gördünüz mü? Ancak bir kâr-zarar ortaklığı yaparak sizinle anlaşıp sizin paranızı toplayıp sizin adınıza değerlendirebilirler. Ama hiç mi zarar etmez bunlar? Bu kadar mı işler rast gider?
Bu sorular üzerine sorgulama yapınca göreceksiniz ki finans kurumları aldıkları-topladıkları paraları bildiğiniz faiz çarkına sokarlar. Büyük bankalarla faiz alış verişi yaparlar.
Türkiye Finans örneğine bakarsak, itikadı bozuk Suudi vehhabiler ile onlarca yıldır islamcı gözüküp şimdilerde iyice deşifre olan ve yahudi oldukları meydana çıkan Ülker'in ortaklığıdır. Hayrettin Karaman gibi birinin fetvaları ile hareket ederler çünkü istedikleri ve işlerine gelen fetvalardır bunlar. Bundan 10-15 yıl önce Karaman'ın fetvalarının dikkate alınamayacağını kimseye anlatamıyorduk ama AKPKK'nin vurgunlarının patladığı, aleme rezil olup ortada kaldıkları bir zamanda, bunca yetim hakkının, kul hakkının, beytül malin hakkının iç edildiğinin açıkça meydanda çıkmasının ardından, böylesine bir partiyi savunmak, korumak ve temize çıkartmak için verdiği fetvaları da gören hiç bir samimi-ihlaslı mü'min daha fazla aldanamadı.
Türkiye'de ve dünyanın hiçbir yerinde, şu an itibari ile gerçek bir İslami finans kurumu yok. Gerçekten şer'i şerife riayet ederek, bu işin hakkını vererek çalışanı yok. Zarar edeni, ortaklarına zarar bildireni yok. Zaten bir kere böyle bir durum olsa, bütün sistem çökecek, bütün ortaklar paralarını birden çekmek isteyecek ve sistem kilitlenecek.
İşte şu anda İmam-ı Azam'ın fetvalarına uyarak devlet bankasından faiz alsanız hiçbir vebali ve günahı olmaz, faiz hükmüne girmez ama bu kurumlarda yaptığınız alış veriş, yaptığınız ortaklık tamamen faiz sistemi üzerinedir.
Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
Yeni başlayanlar için dar'ül harp ve dar'ül harpte faiz meselesi şurada, en sade dille-anlatımla anlatıldı.
Yeni başlayanlar için dar'ül harp ve dar'ül harpte faiz meselesi şurada, en sade dille-anlatımla anlatıldı.
