Header Ads

"Söyle bakalım, ben âlim miyim, zâlim miyim?"

"Söyle bakalım, ben âlim miyim, zâlim miyim?"



Haccac bin Yûsuf (tarihte Haccâc-ı Zâlim diye geçen zât) memleketin hocalarını çağırır ve "Söyle bakalım, ben âlim miyim, zalim miyim?" diye sorarmış. "Âlimsin" diyeni de, "Zâlimsin" diyeni de kesermiş. 


Yine bir gün Ebû Müslim Horasani'yi çağırmış ve sormuş "Gel bakalım, ben âlim miyim, zâlim miyim?" deyince Ebû Müslim "Bana kırk gün müsâde verin de cevabımı ondan sonra size vereyim" demiş. Ama sayılı gün bu, durur mu yerinde. Zaman su gibi geçmiş, zaman azaldıkça da Ebû Müslim'in düşüncesi artıyormuş. İşte tam da bu esnada ricâl-i gaybten birine tesadüf etmiş. 


O kişi kendisine "Sen bu günlerde çok telaşlısın, heyacanlısın, hayırdır bu kadar neden düşüncelisin, sebeb-i hikmeti nedir?" diye sorunca o da durumunu anlatmış. 


Bunun üzerine o zât  "Öyle ise Mescid-i Nebevi'ye git. Müezzinlere görünmeden minberin altına saklan ama orada sakın ama sakın uyuma ha." demiş. O da denileni denilen şekilde yapmış. Varmış minberin altına saklanmış. Cemaat dağılıp müezzinler de gittikten sonra gece birden lamba yanmış. Hemen acele ortaya bir kürsü getirmişler. Resûlüllâh Efendimiz gelip o kürsüye oturmuşlar. Haccac da koltuğunun altında kitap olduğu halde yerde sürünerek kürsüye yaklaşıp kitabı vermiş. Resûlüllah Efendimiz kitabı açarak işaretlemişler. Yani kesilecek olanları göstermişler. Ebû Müslim de sabah olunca oradan çıkmış. 


Kırk gün sonra Haccac "Gel bakalım öyle çocuk okutması değil, sayılı gün geldi çattı söyle bakalım ben âlim miyim, zâlim miyim?" diye tekrar sormuş. Ebû Müslim
"Sen ne âlimsin ne de zâlimsin, sadece aldığın emri yerine getiriyorsun." deyince Haccac "Allah Allah sen de mi oradaydın ya hu?" diyerek kürsüden aşağı düşmüş. 


- Büyük Dini Hikayeler, Molla cami
- Hatıratım, Ali Erol, Fazilet Neşriyat
Blogger tarafından desteklenmektedir.