Header Ads

İlim kime öğretilir?

İlim kime öğretilir?
İlim kime öğretilir?


Cehalet; (bilgisizlik) hastalığı dört kısımdır. Bunlardan ancak birisinin tedavisi mümkündür.

    1-      Sual ve itirazlarını karşısındakini çekememezlikten ve kinlerinden yaparlar. Bunların tedavisi mümkün de­ğildir. Ona ne kadar açık ve güzel cevap versen, onun ancak düşmanlığı ve hasedi artar. Yapılacak en doğru şey böylelerine cevap vermemek, onlardan yüz çevirip hastalıklarıyla baş başa bırakmaktır. Âyet-i kerîmede;
"Ancak dünya hayatını isteyip bizim zikrimizden yüz çeviren kimseden sen de yüz çevir." (Necm sûresi, âyet 29) buyrulmuştur.

    2-      Sual ve itirazlarını ahmaklığından yapanlardır.
Te­davisi mümkün değildir. Nitekim îsâ (a.s.) "Ben ölüleri dirilttim, fakat ahmak kimseyi tedavi etmekten aciz kal­dım." buyurmuştur.

    3-      Gerçeği arayan kişidir. Büyüklerin sözlerini anlaya­madığı zaman kusuru kendinde görür. Sorularını da faydalanmak için sorar. Ne yazık ki bu hakikatleri anla­masına (aklı zayıf olduğundan) imkân yoktur. Bir fayda sağlamayacağı için vakit harcamaya değmez.


    4-      Tedavisi mümkün olan hastalıktır. Bu hakikati ara­yan akıllı ve anlayışlı kişidir. Haset, öfke, ihtiras sahibi değildir. Dünya mal ve rütbelerine körü körüne bağlı olmayıp doğru yolu aramaktadır. Sual ve itirazları karşı­sındakini denemek için hased ve inad için değildir. Tenkid için de değildir, işte bunun suallerini cevaplamak lazımdır ve bir borçtur.

Hazret-i Üftade'nin (k.s.) türbesindeki bir levhada şu beyit yazılıdır:
Huzu'l-ilme min efvâhi'r-ricâl
Bi-kalbin lâ bi aklin zî-cidâl
Yani: ilmi, ilim ehlinin ağzından kalbinizle alınız, cidal­ci (mücadeleci) akıl ile değil.

Blogger tarafından desteklenmektedir.