Header Ads

Şeytan olimpiyatlara katılmış! (Türkçe Olimpiyatlarının gerçek yüzü)

Şeytan olimpiyatlara katılmış! (Türkçe Olimpiyatlarının gerçek yüzü)
Şeytan olimpiyatlara katılmış! (Türkçe Olimpiyatlarının gerçek yüzü)


Şeytan olimpiyatlara katılmış!

Ülkemizde tencere, tavalarla “Gezi” eylemlerinin yapıldığı günlerde, Türkçe Olimpiyatları adıyla dev bir organizasyon gerçekleştirilmişti. Organizasyon büyük bir reklam ve propaganda eşliğinde gerçekleştirilmişti. İşte ‘Türkçe olimpiyatları’ adındaki bu organizasyonun, Türkçe Oyunpiyatları olduğunu daha önce yazmıştık. Çünkü Türk isminin yeni Anayasadan bile geçmesini istemeyenlerin, göstermelik “Türkçe” aşklarının bir oyun ve takiyyeden ibaret olduğunu tekrar etmeye gerek yok sanırım. Bu konuyu yeniden gündem etmemizin nedeni, Pensilvanya’daki hocalarının basına yansıyan sözleri…



Hoca efendi, “Arkadaşlarımız 10’a yakın mektup okudu. Hepsi Peygamber Efendimizin (s.a.v) Olimpiyat Statlarına teşrif buyurduğunu söylediler” demiş.


İnsan gülse mi, ağlasa mı diye şaşırıyor.


İnsanın aklına “Peygamberimiz Türkçe şarkı, türkü dinlemeye mi gelmiş?” sorusunu getiriyor. Hâşâ, sümme hâşâ… 


Bunları dinleyen de, vallahi din iman kalmaz, benden söylemesi!
İnsanın dinine, imanına öyle bir ‘sızıntı’ yapıyorlar ki, aklınız durur.


Kıymetli okurlar!
Müslüman bir insan bunları nasıl söyler?
Zerre imanı ve izanı olan biri, Peygamberi böyle işlere alet eder mi? Hem de şarkıya ve türküye…
Bu peygamberle dalga geçmek değilse, nedir? 
Nasıl Allah’tan korkmazlar?
Kaldı ki, bu zihniyet bu güne kadar yazdıkları ve gerçekleştirdikleri dinlerarası diyalog faaliyetleriyle Hak olan İslam’ı, batıl olan (İslam akaidine göre) Yahudilik ve Hıristiyanlıkla eşitlemedi mi? 
Eşitledi.
“Üç büyük din, İlahi dinler, İbrahimi dinler, Semavi dinler” adı altında yüzlerce organizasyona imza atmadı mı?
Attı.
“Sadece İslam Hak’tır” ayeti kerimesiyle, ‘Allah’ın garanti belgesi’ hükmündeki ilahi ölçüyü aşmadı mı?
Aştı.
Maksadım herkesin tanıdığı, bildiği bu zihniyeti gündem ederek zaman almak değil. Oynanan ‘Türkçe oyun’u göstermek…
Bir düşünelim lütfen! Bu zihniyet nere, Peygamber nere…
Peygamberi imanın bile dışına çıkaran bu kafalar, Olimpiyatların içine niye sokar?
İftira etmiyorum…


Hoca efendi aynen şöyle diyor: “Allah’ı kabul iman, peygamberi kabul kemal…”
Yani demek istiyor ki, imanlı olmak için Peygamberi kabul etmek şart değil. İlkokul seviyesinde bir öğrenci bile, Peygamberi kabulün imanın altı şartından biri olduğunu, çok iyi bilir. 
Hatırlanacak olursa 28 Şubat darbesi arifesinde, askerlere şirin görünmek için “Örtü teferruattır” demişti. Hatta eklemişti “Örtü imanın ve İslam’ın şartlarından da değildir” diye…


Dini ve imanın kırmızı çizgileriyle oynamaları yeni değil…
‘Peygamber bunların imanında yok’ derken iftira etmiyor, bilerek konuşuyoruz. ‘Küresel barışa doğru’ adlı kitabında ise “Kelime-i tevhidin ikinci kısmını yani Muhammed Allah’ın Resulüdür ibaresini söylemeksizin sadece birinci kısmını söyleyenlere karşı bakışımızı değiştirmemiz gerekir” diyor. Yani Peygamberi inkâr edenlere “İmanlı” gözüyle bakmamızı istiyor.


Şimdi tekrar soruyorum; imanlarında, ibadetlerinde Peygamberi çıkaranların, Olimpiyat adındaki dans gösterilerinde Peygamberi gördüklerini iddia etmeleri ne manaya gelir?


Kaldı ki, sevgili Peygamberimizi görmek O’na tam inanmış Salih ve mümin kullar için söz konusudur. Böyle dininde ve imanında peygamberi çıkarmış anlayış ve inanışların sahipleri için, asla söz konusu olacak şeyler değil.


Bu olsa olsa bir yalan veya hiledir. Yaptıkları icraatlara, işledikleri günahlara peygamberi ortak ederek, saf gönülleri bulandırmak istiyorlar. 


Yarın bir gün bunlar, sahibi oldukları bankaya peygamberimizin gelip kredi başvurusu yaptığını söylerlerse şaşmayın. Belkide söylemişlerdir! Mektup yazarak “Peygamberi Türkçe Olimpiyatlarında gördüm” diyenler yalan söylemiyorlarsa, akıl hastası veya ruh hastası olabilirler.


Olimpiyat dedikleri dans gösterilerinde peygamberi değil, ancak şeytanı görmüşlerdir.
Bir Bakan’ın eşi de hatırlanacak olursa, kocasının ameliyatı için istihareye yattığını söylemişti. İstihare sonunda güya, Allah kendisine Amerika’nın Cleveland hastanesini işaret etmişti!
O bakan şimdi can çekişiyor. Yine de, Allah şifa versin.



Böyle Amerika’ya inanıp, Amerika’ya rüya görenler, Amerika diye Allah’tan işaret aldığını söyleyenler, kendileri için burayı sığınak ve barınak sananlar, can çekişmeye mahkûmdurlar. Tek istediğimiz, Allah’ın dininden, Peygamberinden ve bu milletten ellerini çekmeleri…
Azrail çektiğinde çok geç olacak ve hesabını veremeyecekler.

Yusuf Karaca
Blogger tarafından desteklenmektedir.