Header Ads

Caner Taslaman'ın yakın mesai arkadaşı Erdem Uygan da Sabetayist bir gizli Yahudi mi? Mezheplere, sünnete, hadislere düşmanlık, bir #İçimizdekiİsrail projesi mi? | Mehmet Fahri Sertkaya

akademi dergisi, cia, çiğdem toker, erdem uygan, gerçek yüzü, gizli yahudiler, içimizdeki israil, Mehmet Fahri Sertkaya, sabetaycılar, SuperHaber. TV, süleymancılar,


BUNLAR SİZİ KANDIRIYORLAR



''Sen mesela Paris metrosunun nasıl yapıldığını biliyor musun? Bilsen, şu yazını dağıldığı her yerden kaldırtır, herkesten özür diler misin?''

***
Bunlar sizden değiller ama sizden görünüyorlar ve kandırıyorlar.

Evet, bunlar bir ekip çalışması ile sizi, dininiz ve dünyanız hususunda kasten kandırıyorlar. Sonsuz saadetinizi çalıyorlar. Büyük bir keyifle, sizi sonsuz cehennem azabına sürüklüyorlar. İslam dinini dip dalgaları ile yıkmak istiyorlar.

İşte biri daha patladı, sadece birkaç dakikamı aldı. Gelsin sıradaki...

CIA piyonu Tayyip'in yeğenine ait olan, 'Süleymancılar liderleri Alihan Kuruş'i peygamber ilan ettiler' iftirasını atan, tutmayınca defalarca tekrar ile bunu haber yapan, tasavvuf/tarikat düşmanı SuperHaber.TV sitesinde yazıyor. Adı Erdem Uygan... Tipik bir gizli Yahudi kriptolojisi ürünü bir ad/soyad dizimine sahip...

Ekran görüntülerini ekledim, yazışmalara bir bakın... Öyle hassas bir anda, küfür, hakaret, tehdit edilmediği halde, çok zor duruma düştüğü anda, kısa süre içinde engelleyip kaçması, engellemesi çok manidar bulunacağı ve kendisini zora sokacağı halde engellemesi, çok fena yakalandığını mı gösterir? Söz uzarsa iyice zora düşeceğini, süre uzadıkça daha çok takipçisinin orada yaşananları göreceğini mi düşündü sizce ve neden panikle engelledi?

  








 

İçimizdekiİsrail'in kurumsal gazetelerinden olup ülkemizdeki Türk görünen gizli Yahudi patronların el birliği ile fonlayıp ayakta tuttuğu Cumhuriyet'te yazan ve birkaç gün önce Süleymancılara bir kamyon iftiralar atan, millete hedef gösteren, birkaç ciddi suçu tek yazıda işleyen, 'saçma salak' demek zorunda kaldığım bir yazı yazan ve Twitter'da müdahil olduğumda saniyeler içinde, panikle beni engelleyen Çiğdem Toker'e sorsam, o bilir mi bu Uygan'ın beni bir iki dakika içinde neden engellemek zorunda kaldığını? O, Uygan kadar bile duramamıştı. Sanki 'Bu mfs bir gün mutlaka bana da dokunacak. O an geldiğinde hemen engellemeliyim' demiş gibiydi...

Ekran görüntüsünde görüyorsunuz, Uygan'ın ilmi makale diye paylaştığı bir bomboş yazısı vardı. Tıkladım, okudum. Hatta okumaya çabaladım, tamamını okuyamadım. Soner Yalçın'ın yazıları kadar boş, sıkıcı, ruhsuz... Tahammül edemedim. Tıpkı Sabetaycı gizli Yahudi Caner Taslaman'ın ya da Sabetaycı gizli Yahudi Emre Dorman'ın ya da aynı "misyon"a sahip diğer kriptoların yazıları gibi, hem ilim yok, hem ihlas, samimiyet yok, hem yetenek yok, hem de tuzak çok.



'Olmayan İslam coğrafyası/alemi' demiş... 'Olmayan İslam devletleri' dese, tamam, doğru... Dünyada hiç gerçek İslam/şeriat devleti yok ve bunu ben de yıllardır üstüne basa basa yazıyorum ama 'İslam alemi' olmadığı iddiası nedir? 'Bedbaht' deyip gayr-i İslami ve de çok perişan halde yaşayan hatta yaşayamayan, sonsuz felakete de giden toplumları üstün göstermek, zihinlere alttan alttan bu mesajı vermek de nedir?



Bakın, kısacık sürede, bir tartışma başlangıcı olsun diye, 1918 grip salgını sırasında batı aleminde (Avrupa'da ve ABD'de) ölen yüz milyon kişiyi, ikinci cihan harbinde ölen 60 milyondan fazla kişiyi, Ruanda'da yaklaşık yüz günde, resmi rakamlarla yaklaşık 800 bin kişinin öldürüldüğünü, dünyanın en fakir ülkesinin Habeşistan yani Etiyopya olduğunu, bu ülkenin en kadim Hristiyan ülkesi olduğunu, buralarda İslam olmadığını, bu toplumların Müslüman olmadığını ve çok bedbaht halde olduklarını yazdım.

Daha abartısız yüzlerce örnek verebilir ve sonra 'Söyle şimdi, kim bedbaht?' diye sorabilirdim. Ardından 'Senin bedbaht dediğin yerler, iki asırdır, o medeni gösterdiğin batı alemi tarafından iliğine kadar sömürülen bölgeler, bu sendeki nasıl bir hakkaniyet anlayışı? Sen mesela Paris metrosunun nasıl yapıldığını biliyor musun? Bilsen, şu yazını dağıldığı her yerden kaldırtır, herkesten özür diler misin? Sadece hata mı yapıyorsun, eksik bilgi ile mi yazıyorsun, yoksa hem bomboş, hem o nispette art niyetli misin?' şeklinde sorabilirdim.

Beklenir ki, itiraz eder ya da "Yaa, öyle mi, ben bunları hiç bilmiyordum. Yazımda

haddimi epeyi aşmışım' der. Okuyucularına, takipçilerine de saygısı olur, mahcup olur. Olur böyle, insanız, hata yaparız. Lakin bunun ki sadece eksik bilgi ve hata değil, art niyet...

Sonraki davranışları, panik hali ile engellemesi, bunu çok açık olarak gözler önüne serdi. Zaten ben bu herifi, hadis/sünnet/mezhep inkarcısı Sabetaycı gizli Yahudi ekibin adamlarından olduğunu tahmin ettiğim için kısa süre önce takibe almıştım. Hatırlarsınız, kısa süre önce de, aynı metodu kullanarak İslam'a dip darbeleri vurmaya çabalayan ve aynı derece bomboş olan, ayrıca memleketi de gizli Yahudi yatağı Hatay olan Bülent Erdeğer'i aynı şekle sokmuştum ve engelleyip kaçmıştı. Engellemeden önce, nasıl da sövüp saymıştı, çok acayip bir panik/korku hali ile...

Şimdi sizler sorun Erdem Uygan'a, Sabetaycı gizli Yahudi olup olmadığını, art niyetli olup olmadığını, beni neden engellediğini, neden bir münazaraya çıkamadığını... Neden yazdığın yazının ardında duramadığını...

Sonra böyle tasavvuf, sünnet, peygamber, mezhep, tarikat düşmanı görünüp de buna rağmen İslam savunucu görünenlerin ezici çoğunluğunun aslında gizli Yahudiler, gizli Ermeniler, Masonlar olduğunu bilin...

Sizi kandırdılar, kandırıyorlar, iki asırdır yüz milyonlarca Türk'ü sonsuz felakete sürüklediler, artık uyanın, gayret edin, hesap sorun.




 
Kaç ay oldu, Caner, Emre, Cansu ve diğerleri hakkındaki yayınlarım, bütün Amerikan/Siyonist sosyal ağlarında "hiç" edildi. Kim denerse denesin, paylaşıp yayılması imkansız hale getirildi. Oysa daha ilk gün, blogda bunlar hakkındaki sadece bir yayın, on binlerce kere soysal ağlara paylaşılmıştı. Onlar da ortadan kaybedildi. Seksen milyonluk ülkede, ilk anda bile bu derece alaka görmüş yayınlar, Amerikan/Siyonist sosyal ağlarında, bir buçuk aydır hiç yoklar. Aslında paylaşan çok kişi var ama paylaşanlar hep kendileri görüyorlar. Başka kimse görmüyor.

Bu yazıyı gördüyseniz, Telegram kurup şu kanalımıza takipçi olmalısınız: www.t.me/AkademiDergisi (Bir CIA projesi olan WhatsApp'ı da hemen bırakın, kaldırın telefonunuzdan. Arkadaş çevrenizle birlikte Telegram'a geçin)

Ayrıca şu yıllar önceki yazımda, dünyanın en fakir ve bedbaht yerlerinin İslam diyarları olmadığını uzun uzun anlamıştım. Tıklayın...

Sabetaycı derin kadro Caner Taslaman, Emre Dorman, Cansu Canan Özgen'in gerçek yüzleri şurada... Tıklayın.

Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi
Blogger tarafından desteklenmektedir.