Uyku hafif ölüm, ölüm ağır uykudur
Uyku hafif ölüm, ölüm ağır uykudur |
Bütün melekler toplansa insanın ruhunu bedenden çıkarmaya güç yetiremezler. Ancak Allâhü Teâlâ ruha bedene girmesini, nasıl emrettiyse, bedenden çıkmasını da emreder. Ruh bedenden çekilip hançereye dayandığında da ölüm meleği mü'minin ruhunu îmân ile, kâfirin ruhunu imansız alır.
Muhakkak, Hak Teâlâ'nın bazı havâs (seçkin) kulları vardır. Onların ruhlarını bizzât Allâhü Teâlâ alır.
Nitekim ölüm meleği ruhunu almak için geldiğinde, Hz. Fâtıma radıyallâhü anhâ razı olmadı. Onun rûhunu Allâhü Teâlâ kabzetti. Uyku; Cenâb-ı Hakk'ın ruhları öldürmeden kabzetmesidir. Uyku hafif ölüm, ölüm ise ağır uykudur. Hz. Ali (k.v.) buyurdu:
Ruh uyku esnasında vücuttan çıkar, lâkin şuâları/ışınları cesedde kalır. Uyuyan bundan dolayı rüya görür. Uyandığı vakit ruhu cesede bir anda iâde edilir.
Uyku esnâsında mü'minlerin ruhları göğe yükselir. Onların hangisi temiz yani abdestli yatmış ise onun ruhunun Arş-ı A'lâ'nın altında Allâhü Teâlâ'ya secde etmesine izin verilir.
Kişinin rüyasının sâdık olması için abdestle yatması müstehab görülmüştür.
Kulların ölüm esnasında rahatlaması ve lezzet hissetmesi, ruhunu Erhamü'r- râhimîn olan Allâhü Teâlâ'nın almasındandır. Ölürken elem hissedip çırpınması ise ruhunu mahlûkâtın en şiddetlisi olan ölüm meleğinin almasındandır.
Zümer sûresinin "Allâh alır o canları öldükleri zaman." meâlindeki 42. âyeti tezkiye olunmuş nefislerin ruhlarını bizzât Allâhü Teâlâ'nın aldığına delâlet eder. Böyle kimselere müjdeler olsun! (Ruhulbeyan)