Header Ads

Kripto Yahudiler, Masonlar, TGRT, İslamcılığın içinde dönen gizli Yahudi dolapları | Mehmet Fahri Sertkaya | Akademi Dergisi


Akademi Dergisi ''İçimizdeki İsrail''i deşifre etmeye devam ediyor | 

Oğlu da itiraf etti: TGRT'de sözde İslami programlar yapan Cevat, Sabetayistti. 


- Masonlar tarafından kollandı

- Gündüzleri TGRT'de İslamı kendince anlatır, geceleri evde gizlice Yahudi duaları okurdu.

Kendisi de sonradan Masonlarla sıkı fıkı olan Oktar Babuna, babası Cevat Babuna'yı anlatıyor: 

SABETAY SEVİ KİMDİR, SABETAYCILAR KİMLERDİR?

Ailemin ve diğer Yahudi dönmelerinin Peygamber kabul ettikleri Sabetay Sevi 1600′lerde İzmir’de yaşamış bir hahamdır. Yahudilerin mistik kitabı Kabala’yı kendisine göre yorumlayıp sinagoglarda vaazlar vererek çevresine kalabalık bir Yahudi cemaati toplamıştır. Bu cemaatin sayısı artıp önemli bir güç olunca yabancı devletler tarafından manipüle edilmeye başlamış, zamanla devleti bölmeye yönelik kanunsuz hareketlerin odağı haline gelmiştir. 

Bu yasadışı faaliyetleri nedeniyle Osmanlı Devleti’nin takibatına maruz kalınca Sabetay Sevi stratejisini tamamen değiştirmiştir. Müslüman olduğunu iddia etmiş, Müslüman ismi almış, Müslümanlar gibi giyinmiş ve Müslümanlar gibi davranmıştır. Onun cemaatindeki herkes de onun gibi isimlerini değiştirerek görünüşte Müslüman bir yaşam sürmeye başlamışlardır. Ama sıkı sıkıya bağlı oldukları Yahudi inancını ve geleneklerini hiç terk etmemişlerdir.

AİLEMDEKİ SABETAYCILAR

Benim ailem de Sabetay Sevi’nin izinde Yahudi inancını yaşayan ailelerden biridir. Annem ve babamın her ikisi de üç büyük dönme cemaatinden biri olan “Karakaşiler” kolundan gelmektedirler.

Annem Semin (Ataman) Babuna’nın ailesi olan Atamanlar, Karakaşiler’in en popüler ailelerinden biridir. Selahattin Galip’in “Dönmeler ve Dönmelik” isimli eserinin 372. sayfasında Ataman ailesinin dönme olduğu açıkça zikredilmektedir.

Baba tarafım ise Selanik ve Köprülü (Üsküp) dönmelerindendir. Babam Cevat Babuna’nın annesi Nazire Hanım Selanik dönmesidir.

BABAM SABETAYCI CEVAT BABUNA

Sabetaycılar için gerçek dinlerini gizlemek en önemli ibadettir. Sevi’nin protokollerinin 16. maddesi “Müslüman Türklerin adetlerine onların gözlerini örtmek için riayet edilsin, Ramazan orucu ve kurban için sıkıntı gösterilmesin, zahiri olan her ibadet uygulansın” der. Bu amaçla Sabetaycılar Mevlevi, Bektaşi, Melami tarikatlarına gerçek kimliklerini saklayarak girmişler, mutasavvıf Müslüman görünümüyle kendilerini başarıyla gizlemişlerdir.

Bugün de birçok Yahudi dönmesi göstermelik olarak namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat veriyor, hatta hacı oluyor. Bunların yanında namaz-oruç gibi İslami ibadetleri (göstermelik olarak dahi olsa) uygulamayanlar da vardır ki benim ailem de bunlardan biridir.

Babam kendisini namaz kılarak değil de muhafazakar TV kanallarına çıkıp dindar bir Müslüman gibi konuşarak kamufle etmektedir. Kendisinin Müslüman profesör zannedilmesi hoşuna gidince bu rolünü pekiştirmek amacıyla “Bilimden İmana” isimli bir kitap yayınlamıştır. Tabii birçok yerini Sayın Adnan Oktar’ın kitaplarından kelimesi kelimesine kopyalayarak. Babamın kitabındaki intihallerin bir dökümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Babamın gerçek yüzü ise evde ortaya çıkar. Babam, her gece yatmadan önce Tevrat’ın Mezmurlar bölümünü mum ışığında ayakta sağa sola sallanarak İbranice olarak gözyaşları içinde okur. Günde 3 vakit Tefila’yı (dönmelerin ibadeti), haftasonları Sidur Duası’nı hiç aksatmaz. Annem de en az babam kadar Tevrat bilir, her ikisi de birçok bölümünü ezbere okurlar. Meyve Bayramını, Ağaç Bayramını ve Kuzu Bayramını düzenli kutlarlar. Babam bu bayramlara beni ve kardeşlerimi götürmez “bunları ileride öğreneceksiniz” derdi.

Bunlardan her yıl 22 Martta kutlanan ve sadece evli olanların katıldığı Kuzu Bayramı’nda akıl durdurucu rezillikler yaşanırdı. Şu kadarını söyleyeyim ki 22 Mart Kuzu Bayramı gecelerindeki Cevat Babuna, TGRT ekranlarından büyük müçtehit edasıyla ahkam belirleyen Cevat Babuna’dan çok farklıdır. Babamın gerçek halini gösteren bir fotoğrafına buradan ulaşabilirsiniz. Annemin de babamın da normal yaşantıları bu fotoğraftakinden 1000 kat daha dejeneredir.

Benim ailemin sebataycı kökenlerinin, kan kampanyasının büyümesinde ve sonra aniden durmasında büyük etkisi olmuştur. Başta “Oktar Babuna Sabetayist aileden geliyormuş” diye kampanyaya destek veren dönmeler, benim göstermelik değil samimi Müslüman olduğumu öğrendiklerinde kampanyayı durdurmuşlar, beni de ölüme terk etmişlerdir.

Babam, Chicago’da ilk işe başladığında işten atılmıştı. İngilizcesi yetersizdi. Fakat sonra Chicago’da mason olmuş ve ardından gazetelerde “Uçan Türk” diye haber olmuştur. Sonra kendisine tüm yollar açılmıştır.

Babam Chicago mason locasında, locaya kayıtlı bir masondur. Beyaz mason eldivenlerini hatıra olarak getirmiştir ve bunları kütüphanesinde.

SABETAYCI BASIN ÇILDIRDI

Sabetaycılar konusundaki gerçeklerin gündeme getirilmesi Sabetaycı basını paniğe sürükledi. Bu nedenle Sabetaycı şeyhlerinden biri ayağa kalktı ve bu yönlendirmeyle tüm basın çıldırmış bir şekilde hareket ediyor. “Nasıl olur da bir çocuk Sabetaycı babasını, ailesini ele verir, Sabetaycıların karanlık gizli yönlerini halka açıklar” diye panik haldeler. Diğer Sabetaycı aileler de deşifre olma korkusu ile büyük bir dehşet yaşıyorlar ve bu nedenle ölüm tehditlerinde bulunuyorlar. Sabetaycılar klasik “medyada tekel ve kartel kurma” yöntemlerinden yararlanarak, dindar Müslümanlara düşmanlık ediyorlar.

**** 
Oktar Babuna'nın itiraflarını okudunuz. Bilmelisiniz ki, sonraki dönemde TGRT'nin tamamen Siyonistlerin eline düşmesinde ülkemizdeki Sabetaycılar büyük rol oynadılar. 

Bilindiği gibi Nurculuk akımını da tamamen #İçimizdekiİsrail ile uluslar arası misyoner, Masonik ve Siyonist teşkilatlar ittifak ederek kurdular. Ülkemizde FETÖ'nün ilk eğitim kurumu, İzmir'deki özel Yamanlar eğitim kurumudur ve bu okul da yine gizli Yahudiler olan Sezen Aksu'nun babası tarafından kurulmuştur. Değil FETÖ, Nurculuk akımının kendisi bile tamamen bu teşkilatların pususudur.

DİKKAT! Bu yayınımızı, Facebook, Instagram, WhatsApp ve benzeri Amerikan/Siyonist menşeli ortamlarda paylaşırsanız, arkadaş listenize ya da takipçilerinize gerçekten gösterildiğinden ve taktik surette sansürlenmediğinizden emin olunuz.





Siz ne diyorsunuz, mümkün mü?


Yedi yıl kanser tedavisi gördüğünü ve bu süreçte 14 kere kemoterapi gibi çok ağır olan, yan etkileri de çok olan bir tedavi de gördüğünü iddia eden Oktar Babuna, "Yaklaşık yedi yılda toplamda 100 bin ilaç yuttum. Bu kanser türünden tedavi olabilen ve hayatta kalabilen tek kişiyim. Defalarca ilik nakli yapıldı." demiş kameraların karşısında...


Bir hesap ettim, yaklaşık yedi yıl değil, tam yedi yıldan bile hesap etsek ve istisnasız her gün ilaç yutmuş olsa bile, toplamda 100 bin ilaç yutmuş olması için, günde 39 ilaç/hap yutması gerekiyor. Sizce bu tıbben mümkün mü?

Üstelik bu ilaçlar kanseri tedavi etmeye yönelik olan güçlü ilaçlar. Bir insan günde 39 aspirin yutsa bile komaya girmez mi? Üstelik her gün 39 ilaç yutmaya da devam edecek, yanı sıra kemoterapi gibi ağır işlemlerden defalarca geçirilecek, yetmeyip sık sık bıçak altına yatacak...

Aramızda hekim var mı? Ben hekim olmadığım için bir kanaat belirtemiyorum ama bu sözler bana bir tuhaf geldi. Aramızda hekim varsa, bu meselede bizi yorumları ile aydınlatabilir mi?

#MehmetFahriSertkaya

 DİKKAT! Bu yayını paylaşacaksınız  ama büyük ihtimalle o paylaşımı sizden başka hiç kimse görmeyecek. Bu yayınımızı, Facebook, Instagram, WhatsApp ve benzeri Amerikan/Siyonist menşeli ortamlarda paylaşırsanız, arkadaşlarınıza/takipçilerinize gerçekten gösterildiğinden ve taktik surette sansürlenmediğinizden emin olunuz. Biliniz ki bu sosyal ağların gerçek sahibinin CIA ve MOSSAD olduğu ve Amerikan/Siyonist menfaatleri gereği pek çok ülkede milletleri sansürledikleri, somut deliller ile binlerce kere ispat edilmiştir. 
Blogger tarafından desteklenmektedir.