Header Ads

Süleymancılar neden AK partiye oy vermiyor? | AK parti kurulurken Süleymancılar bölündü mü? | Mehmet Fahri Sertkaya

abbas gökçe, akademi dergisi, akp'nin gerçek yüzü, cia, ismet yıldırım, kemal kacar, mehmet denizolgun, Mehmet Fahri Sertkaya, mossad, nurettin akman, süleymancılar, şevket tandoğan,


O HABERLERİN HEPSİ YALANDI



Hepsi art niyetle yapılmış haberlerdi.


Süleymanlılar cemaati, AKPKK suç, terör ve ihanet örgütünün, CIA ve MOSSAD tarafından, İçimizdeki İsrail ve İçimizdeki Ermenistan ortaklığı ile kurulmasını, HİÇBİR ZAMAN desteklemedi. Cemaat, AKPKK nedeni ile hiçbir zaman bölünmedi.

Süleymancılar, bu ihanet projelerine set oldular. Bunun için bedel bile ödediler. Bunun için AKPKK'yi kuranlar, fotoğrafta gördüğünüz Nurettin Akman'ı kullanarak Süleymanlılar cemaatinin merhum idarecisi Kemal Kacar'ı ilaçlarla delirtmek bile istediler. Bu Nurettin Akman başarısız olsa da, sonra AKPKK'de Ankara il başkanı ve sonra millet vekili bile oldu. Hala bu suç, terör ve ihanet örgütü içinde etkili ve el üstünde tutulan, hala bu örgüte karşı set olan Süleymanlıları içeriden bölmesi yolunda kullanılan bir isim...

Süleymanlılar hiçbir seçimde de AKPKK'ye oy vermediler. Son darbe tiyatrosuna da alet olmadılar.





Bu gördüğünüz fotoğraf, ne olduğunu, kim olduğunu, gerçek yüzünü artık hepinizin bildiği Şevket Tandoğan’ın paylaştığı bu fotoğraf, AKPKK’nin ilk kurulduğu dönemde, İç Anadolu Birliği Başkanı olarak tertip etmiş olduğu iftar programından...

Programa katılımın yüksek düzeyde sağlanmasının nedeni ise Süleymanlılar cemaatinden kovulan isimlerin AKPKK’de siyasi sahnede yer alma gayretiydi. Aynı zamanda AKPKK'yi kuranların ve onların da arkasında olan CIA ve MOSSAD'ın taktik manevrasıydı. Neticede yeni kurulan AKPKK’nin toplumdan destek alması gerekiyor, güya bu desteği de Süleymanlılar sağlıyordu. Oysa bu toptantıda Süleymanlılardan hiç kimse yoktu. Cemaatten kovulmuş onlarca yasaklı ve sözde Süleymancı, İstanbul'dan Ankara’ya iftara taşınmış ''Biz güçlüyüz'' mesajı verilmişti. On milyonlarca mensubu bulunan bir cemaatten kovulmuş onlarca kişinin, kovulduktan sonra cemaat tabanında hiç destek bulamamış onlarca kişinin, 'cemaati böldükleri' şeklinde haber yapmak, Türk gözüken gizli Yahudi ve Ermeni basın ve medya için mesele bile değildi.

Fotoğrafta arka masada, Süleymanlılar cemaatinden merhum Kemal Kacar tarafından kovulan Abbas Gökçe var. Beytülmalin şirketi HİLAL denizcilikte, şahsına çıkar sağlayacak işlere teşebbüs ettiği için kovulmuş ve tabii ki diğer kovulanlar gibi o da AKPKK'nin kuruluşundaki yerini almıştır. Her dönemde Süleymanlıların, kendi içlerinden çıkan yamuk adamlara da tavırları, gereğince sert olmuştur, olmaktadır.

Abbas Gökçe'nin, Refah Partisi Üsküdar Meclis Üyesi olarak başladığı siyasi hayatı AKPKK’de meclis üyesi olarak kısa sürmüştür.

Yine cemaatten kovulanlardan İsmet Yıldırım’ın genel müdür olduğu Kiptaş'ın, Aydos villa projesinde müteahhit olan Mehmet Denizolgun beyin yanında çalışmış, Mehmet Denizolgun beyi birçok hususta yanlış yönlendirmiş, ticari olarak o yıllarda zarara uğratmıştır. Şuan İsmet Yıldırım’ın genel müdür olduğu Kiptaş’ta damadı çalışmakta, kendisi de gayri resmi olarak işlere devam etmektedir.

Diğer fotoğrafta da Turan Kıratlı’nın sağında yer alan Abbas Gökçe, cemaatten kovulanların 23 Haziran 2000 tarihinde, cumadan sonra Denol şirketinde, Mehmet Denizolgun beye baskı kurması için öne sürdükleri/kullandıkları kişilerdendir. Abbas Gökçe’ye Mehmet Denizolgun bey vekalet verecek kadar güvenmiş sonradan bütün işlerden azletmiştir.

Süleymancılar son referandumda da HAYIR dediler. Hayır diyeceklerini duyuran ve cemaat merkezinin rahatsız olmadığı Akademi Dergisi yayınlarına ve sitelerine, tamamen hukuk dışı ve keyfi şekilde, bu suç, terör ve ihanet örgütü tarafından, devlet gücü su-i istimal edilerek erişim engellemeleri yapıldı ki bu hususta da yargılanacaklar.

Süleymanlılar, devlet için, millet için, ümmet için, insanlık için çilelere katlanmakta, sabır etmekte mahirdirler. Lakin iş, kendi devletimizin gücü hukuksuzca kullanılarak ve rest çeker bir eda ile haksızlıklar, zulümler yapılmasına kadar varırsa, devlet kurumlarına sızmış bu suç terör ve ihanet örgütü haddini iyice aşarsa, bu site engellemeleri devam ederse, verdiğimiz şikayet ve itiraz dilekçeleri keyfi müdahaleler ile sümen altı edilmeye devam ederse, Süleymanlılar devleti ve milleti tehlikede görürler ve sabır etmezler. Böyle bir anda sabır etmeyi değil, devleti tam anlamı ile ele geçirmeyi deneyen bu suç, terör ve ihanet örgütü karşısında ve bunların arkasındaki asıl güç olan CIA, MOSSAD ve Siyonizm karşısında bedel ödemeyi, devlet ve millet için devleşmeyi tercih ederler. Bu, böylece biline. Devlet yoksa, hukuk tanınmıyorsa, bu gölgesinden korkan adamlar kendilerini bir nane sandılarsa, her T.C. vatandaşı gibi Süleymanlılar da devleti, milleti ve hukukun üstünlüğü için bedel ödemeyi seve seve göze alırlar. işte rest de böyle olur.


Blogger tarafından desteklenmektedir.